Düğünleri çocukluğumdan beri sevmedim, halen de sevmem.(Mahallemizde 3 gün 2 gece süren - cuma akşamı kınayla başlayan, cumartesi sabahı davul, zurna ile devam eden yine cumartesi akşamı elektro bağlama ve darbuka çalınan ve pazar sabahı gelin uğurlamayla biten sokak düğünleri hariç)
Tanımadığın bir sürü insanın gelip senin en mutlu gününde sana altın, para takması, yemesi, içmesi, hiç birşeyden memnun olmadan gitmesi, pastayı kesmeden önce garsonların bahşiş istemesi, otoparkçının para istemesi, fotoğrafçıya fotoğraf başı 5 lira vermek, videocunun extra para istemesi, meşaleler içinden geçmek, ortalıkta bir sürü veledin koşuşturması, düğün salonlarının havasız ve sıcak olması gibi daha yüzlerce sebep sayabilirim düğünlerden nefret etmek için...
Ayrıca bir arkadaşının düğüne giderken yaşanan kıyafet sorunu saymıyorum. Takım giymen lazım, kotla düğüne gidilmez, eşinle uyumlu olman lazım, dans şarkısında dans etmeye zorlanmak, oyun havalarında "kalk oyna diye ısrar edilmesi" gibi konuları saymıyorum.
Neyse konu kendi düğünün olunca bunlara 4-5 saat katlanmak zorunda kalıyorsun.(her şeyin bir bedeli var :)
Biraz önce http://bira.fm/ 'de düğünümüzün yapıldığı riva restoranda eşimle ilk dansımızı yaptığımız "Refleks" "Sen Hep Benimsin" şarkısı çalınca birden 5 yıl geriye gittim. O zamanlar yuotube'da mp3 yapamazdık ya da yapılırdı da biz yapamazdık. Kaç bilgisayarcı gezmiştim bu şarkıyı bulabilmek için. İyiki de bulmuşum ve iyiki de bizim ilk dans şarkımız olmuş "Sen Hep Benimsin"...
Orjinal Klibi ve Murat Net'ten "Sen Hep Benimsin" - Hopeless'ım için gelsin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder