Geçen ay Mayaların kehanetiydi,kıyametti bayagı bir gündem meşgul oldu.
Bencil olduğum için kıyametin ben hayattayken kopmasını tercih ederim.Benden sonra yaşam olmasın.Ben yokken hayatın güzellikleri başkaları tarafından yaşanmasın isterim.İnsanoğlunun son yaşayanı grobbelaar desinler.Kim kime diycek ki?
Geçen gün deprem oldu.Saros Körfezi 6,2 şiddetli.
İlk defa hissettim depremi.Değişik bi duyguymuş.Sağa sola gidişi gördüm.3-4 saniye sürdü galiba,midem bulandı.Demek böyle oluyormuş deprem.
99 depremini bile hissetmemiştim.Rumble Fish'in videoda paylaştığı English Bulldog gibi değil bildiğin öküz gibi uyuyordum.Bittikten sonra arayıp uyandırdılar.Yazlığa gel dediler.Ne yazlığı benim dershanem başlıyo kadıköye gitcem dedim:))
Anlayacağınız Mayaların kehaneti benim için bir fırsattı,olmadı.Bir dahakine artık,bekliyorum.
Bu Blogda Ara
11 Ocak 2013 Cuma
PAZAR 14 SAAT
Pazar günü 14 saat tv izledim.Futbol sezonu ara vermiş olsa da benim program doluydu.
Sabah 10.30'da kalkıp tv başına geçtim.Cmtsi gecesi kaçırdıgım iki NFL maçının ardarda tekrarını izlediğimde zaten 13.30 olmuştu.Hemen haftaiçi kaçırdığım ama kaydettirdiğim diziyi izledim.Devamında 15.00'de Türkiye Kupası Kadınlar finalini izledim(nba finali tadındaydı).Final sonrası araya film girdi.Çat bir dizi daha.20.00'de bu kez canlısından NFL maçı beni bekliyordu.Sonra bi dizi daha.23.30'daki NFL maçına ancak bi devre dayanabildim.
Şu kış gününde o battaniyeyi üzerime alıp koltukla bütünleşmek nasıl büyük bir keyif benim için.Bundan değil midir lakabımız Garfield.
Bu pazar da farklı değil programım.
10:00-14:00 NFL maçları battan.
15.30-17:30 Man.Utd-Liverpool
18:00-20.00 Arsenal-Man.City
20:00-23:00 Canlı canlı NFL
23:30-03:00 Canlı canlı NFL
Aralara dizi serpiştirirm mutlaka.
Sabırsızlanıyorum battaniyeme kavuşmaya.
Geçen sene blogda yer verdiğim Dünya Dart Şampiyonası şu an Lakeside'da devam ediyor.Çeyrek finaller dün başladı,bugün devam.Haftasonu erkeklerde,kadınlarda yarı finaller-finaller.
Tony O'shea-Wesley Harms yarı finalde kapışacak.
Pztsi Australian Open başlıyor.İki hafta yakın takip
Türk iki sporcu(Marsel ve Çağla) elemelere iyi başladılar.En azından iki tur görmelerini( özellikle Çağla) istiyorum.
Sporda Ocak tempomuz iyi.
İBADET
İbadetin mevsimi, günü, zamanı olmaz.Yine de cuma namazlarını kış aylarında (diyanetten laf gelmesin diye ugrastım epey dogru kelimeyi bulmaya:) ....(bulamadım).
En yakın yere giderim,arabaya binip camiye gitmek tembel ruhuma aykırı.Organize sanayi icinde en yakın yerde cami yok.Bir yapının alt kısmı mescit haline getirilmiş.Ben hep dışarıda namaz kılarım hasırın üstünde.İçeriye girmek istemem.Soğukta bile.Kış aylarında ise yağmurdan dolayı içeri girmek durumunda kalırım.İşte orda cümbüş başlar.İçerde hınca hınç bi kalabalık olur.Önünde arkanda mesafeler kısalır.Eğilirken kalkarken hep bi kontrol mekanizması devrede olur.Ne fayda.illa ki carparsın.Sağındaki solundaki adamla omuz omuza tezahuratı yapmamak icin zor tutarsın kendini.Önümdeki adamın kıçıyla kafama oturduğunu ve kendimi tutamayıp duayı bırakıp içimden küfrettiğimi bile bilirim.
Genelde işçi sınıfı olur gittiğim yerde.Tekstilci olmanın verdiği birşey midir bilmem,herkesin çorabına bakarım.Eski mi,delik mi,renk? Eyvallah asgari ücretle zor şartlarda hayatlarını devam ettiriyorlar,allah yardımcıları olsun ama 1 tl'ye de çorap var,sigara zıkkımlanacağına çorap al kendine be kardeşim.Çorap kokusuna girmiyorum bile.Oksijen maskesi her daim yanımda:)
Arkadaşımdan cami çıkışı anektodu(bu anektod kelimesi galiba yanlış kullanılıyor,bir yarışmada görmüştüm "fıkra"anlamına geliyordu):
Bir takımımızın "ruhunuz yeter" tisortunu giymiş genç bir vatandaş namaz çıkışı birşey satmaya çalışır.Üst kat merdivenlerinden aşağıya inemye hazırlanan arkadaşımın yanındaki diğer takımı tutan 50 yaşlarındaki vatandaş
"senin ruhunu ...,kıldığım namazı da mahvettin" :))))))
Atonal alemine Hayırlı Cumalar.
En yakın yere giderim,arabaya binip camiye gitmek tembel ruhuma aykırı.Organize sanayi icinde en yakın yerde cami yok.Bir yapının alt kısmı mescit haline getirilmiş.Ben hep dışarıda namaz kılarım hasırın üstünde.İçeriye girmek istemem.Soğukta bile.Kış aylarında ise yağmurdan dolayı içeri girmek durumunda kalırım.İşte orda cümbüş başlar.İçerde hınca hınç bi kalabalık olur.Önünde arkanda mesafeler kısalır.Eğilirken kalkarken hep bi kontrol mekanizması devrede olur.Ne fayda.illa ki carparsın.Sağındaki solundaki adamla omuz omuza tezahuratı yapmamak icin zor tutarsın kendini.Önümdeki adamın kıçıyla kafama oturduğunu ve kendimi tutamayıp duayı bırakıp içimden küfrettiğimi bile bilirim.
Genelde işçi sınıfı olur gittiğim yerde.Tekstilci olmanın verdiği birşey midir bilmem,herkesin çorabına bakarım.Eski mi,delik mi,renk? Eyvallah asgari ücretle zor şartlarda hayatlarını devam ettiriyorlar,allah yardımcıları olsun ama 1 tl'ye de çorap var,sigara zıkkımlanacağına çorap al kendine be kardeşim.Çorap kokusuna girmiyorum bile.Oksijen maskesi her daim yanımda:)
Arkadaşımdan cami çıkışı anektodu(bu anektod kelimesi galiba yanlış kullanılıyor,bir yarışmada görmüştüm "fıkra"anlamına geliyordu):
Bir takımımızın "ruhunuz yeter" tisortunu giymiş genç bir vatandaş namaz çıkışı birşey satmaya çalışır.Üst kat merdivenlerinden aşağıya inemye hazırlanan arkadaşımın yanındaki diğer takımı tutan 50 yaşlarındaki vatandaş
"senin ruhunu ...,kıldığım namazı da mahvettin" :))))))
Atonal alemine Hayırlı Cumalar.
9 Ocak 2013 Çarşamba
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)