Bu Blogda Ara

21 Nisan 2013 Pazar

MozMarr ile Pazar Kanseri 2

Özünde iyilik, kardeşlik, eşitlik, barış ve özgürlük bulunan bir adam yaşadı bu güzel mavi gezegende. Halkın içinden gururlu bir adam. Üçüncü senfonisini Napolyon’a ithaf etmişti. Bir gün Napolyon kendini imparator ilan etti ve Rusya’ya saldırdı. Gururlu adam, ithaf yazısını yırtıp attı ve eserin başına yeni bir sayfa ekleyip üzerine “Büyük bir insanın hatırasına bestelendi” diye yazdı.

Bu devrimci ve güzel insan en çok sevdiğim besteci Ludwig van Beethoven. Ona olan sevgimi burada kelimelerle ifade etmeye çalışsam birşeyler hep eksik kalacak. Bugünkü yazımı onun ve muhtemelen klasik müzik tarihinin en büyük eseri olan Dokuzuncu Senfoni’ye ayırdım.

Ludwig van Beethoven (1770–1827)
Symphony No. 9 in D minor, Op. 125

Bölümler:
1. Allegro ma non troppo – un poco maestoso  
2. Molto vivace – Presto
3. Adagio molto e cantabile – Andante moderato
4. Finale: Presto – Allegro assai – Allegro assai vivace (alla Marcia) – Andante maestoso – Adagio ma non troppo ma divoto – Allegro energico e sempre ben marcato – Allegro ma non tanto – Presto – Maestoso – Prestissimo

Senfoni 2 flüt, 2 obua, 2 klarinet, 2 fagot, 4 korno, 2 trompet, 3 trombon, 1 pikolo flüt, 1 kontrfagot, yaylılar (1. kemanlar, 2. kemanlar, viyolalar, viyolonseller, kontrbaslar), dört solist (soprano, alto, tenor ve bas), koro ve perküsyon için yazılmıştır.

Bu eser ‘Korolu Senfoni’ adıyla da anılır. Klasik müzik tarihinde bir senfonide ilk kez insan sesi kullanılmıştır. Beethoven, senfoninin final bölümünde Friedrich Schiller’in “Ode to Joy” isimli şiirinden bazı bölümleri bestelemiştir. 

Senfoni, 1823 sonbaharında tamamlanmış ve ilk seslendirilmesi Viyana’da Kärntnertor Tiyatro’sunda 7 Mayıs 1824’te gerçekleştirilmiştir. Beethoven, ilk seslendirme için Berlin’i istiyordu. Fakat bestekar arkadaşları onu Viyana için ikna ettiler. Tamamen sağır olan Beethoven orkestrayı yönetmek için sahnedeydi. Sadece krallık locası boş olan tiyatro seyircilerle tamamen doluydu. Konserde bir uvertür, Missa Solemnis’ten üç bölüm ve finalinde Schiller’in bir şiirinden bölümlerin solo ve koroyla yorumlandığı büyük senfoni başlığıyla Dokuzuncu Senfoni seslendirildi. Soprano ve altoda iki genç ve ünlü solist Henriette Sontag ve Caroline Unger’in yer aldığı konserde birinci kemancı Ignaz Schuppanzigh idi. Koroyu Michael Umlauf yönetiyordu. Beethoven, tiyatronun resmi şefi Umlauf ile birlikte sahneyi paylaşıyordu. Umlauf, iki yıl önce faciayla sonuçlanan Beethoven’ın Fidelio Operası prova yönetimini izlemiş ve bu nedenle konserden önce solistleri ve müzisyenleri tümüyle sağır olan Beethoven’ı görmezden gelmeleri konusunda uyarmıştı. Beethoven sahnede müzisyenlerin arasında  orkestrayı yönetmeye başladı. Senfoninin her bölümünün başında orkestraya tempoyu veriyor, partisyonun sayfalarını çeviriyor ve duyamadığı orkestrayı yönetmeye çabalıyordu. Üç bölümün ardından final bölümünde şef Umlauf tempoyu biraz hızlandırdı ve senfoniyi bitirdi. Salondan müthiş bir alkış tufanı koptu. Fakat Beethoven birkaç ölçü geriden geliyor, alkışları farketmiyor ve yönetmeyi sürdüyordu. Bunun üzerine alto Unger, Beethoven’ı kolundan tutup seyircilere doğru çevirdi ve alkışlar daha da yükseldi. Beş kez alkışlanan Beethoven, yaşanan coşkuyu duymasa bile havaya atılan şapka ve mendiller ile seyircinin jestlerini görüyordu.

Eserin çok özel bir yorumuyla sizleri başbaşa bırakıyorum:

Wilhelm Furtwängler yönetimindeki Philharmonia Orchestra ile Albert Jenny yönetimindeki Lucerne Festival Korosu, soprano Elisabeth Schwarzkopf, alto Elsa Cavelti, tenor Ernst Häfliger, bass Otto Edelmann, eseri yorumluyor (Lucerne Festivali, İsviçre, 22 Ağustos 1954):



Bu haftaki yazımızı müzik sözlüğü ile noktalayalım:

Müzik Sözlüğü

Senfoni: Genellikle dört bölümden oluşan orkestranın tamamı yada bir bölümü için yazılmış müzikal form. I. Bölüm: Allegro gibi hızlı tempoda ve sonat formunda, II. Bölüm: Adagio gibi yavaş tempoda ve genellikle lied formunda, III. Bölüm: Menuet gibi bir dans formu yada Scherzo (şaka) yapısında, IV. Bölüm: Hızlı yada Presto gibi çok hızlı tempoda bir final ve Rondo formunda. Klasik dönemde Haydn, Mozart, Beethoven ve Schubert, romantik dönemde Mendelssohn, Schumann, Brahms, Dvorak, Bruckner ve Tchaikovsky, geç romantik dönemde Sibelius ve Mahler, 20. yüzyılda ise Prokofiev ve Shostakovich bu formda çok özel yapıtlar bestelemişlerdir. 

D minor: Re minör dizi. Re, Mi, Fa, Sol, La, Si Bemol ve Do notalarından oluşur.


En içten sevgilerimle, bol müzikli günler,

MozMarr