Bu Blogda Ara

12 Nisan 2012 Perşembe

Ankara = Anılar = Acılar

Patron yine yaptı yapacağını...Ağzımızın içine etti...5. sezonu da acımasız halde ve Karen'e kavuşamadan bitirdi...Yeter artık David bitir şu işi artık dicem ama kavuşmazlarsa mı aşk oluyordu ? Californication'ın 5. sezonunun son 4 bölümünü biriktirmiştim, aslında izlemeyecektim çünkü bitsin istemiyordum ama dayanamadım...Patron David bizi merakla bekleteceğe benziyor...Uzaylı, zombili, hayaletli dizi, film nedense ilgimi çekmiyor. Ama Hank Moody öyle mi ? Onların deyişiyle "fucking awesome, really fucking awesome" Hayatın içinde, hayat kadar gerçek...5. sezon 12.bölüm (final bölümü) tek kelimeyle müthiş...(bazen sevdiğim, zevk aldığım şeyleri abartmakta üstüme yoktur :)

Neyse Ankara'daki son gecemiz, yarın uygulamalar bitince ve akşam olunca evimize döneceğiz, bu ara herkese iyi geldi demek isterdim ama benim hopeless'ım (karım olur kendisi :) yine bademciklerini şişirmeyi başardı. Doktor yıl içinde 3 ten fazla iltahap yaparsa alalım demişti ama...Ben ilgilenince düzeleceğinden eminim...

Ankara deyince aklıma başkentten öte; anılarım, çocukluğum, lise yıllarım, 2005 yılındaki seferi zamanlarım geliyor. Daha önce tonla anı bıraktığım caddelerden şimdi bambaşka biri olarak geçiyorum. Erhan Güleryüzün de dediği gibi bu kadar anı bu şehir için çok fazla...

Anılar önce heyecanlandırmakta, sonra üzmekte, en sonda si*tir çekmekte çok başarılı. Sanki beni yalnız bırak, benimle uğraşma, beni hatırlama, arayıp sorma diye anırıyor...Öyle olsun, her zaman olduğu gibi sen haklısın...

P.S : Bakalım gelecek hafta İzmir'de nasıl bir ruh halinde olacağız...


10 Nisan 2012 Salı

Peki Peki Anladık...

Az önce eski kız arkadaşımlarından bir tanesi ile görüşürken, bir anda seni en iyi anlatan şarkı MFÖ' nün " Peki Peki Anladık" şarkısıdır Rumble Fish deyince, konu üzerinde çok durmadım ama efsane SUDE şarkısını hatırladım birden. Şahane bir şarkı. Değişik bir kafa, tam da bugünlerime uygun...

Not: " Peki Peki Anladık" şarkısı galiba Ayhan Sicimoğlu için yazılmış...
Not 2: Arkadaşlar beni anlatmıyor değil mi o şarkı?

Kırılganlıklar ve Taze Nergis Kokusu

Bazen çok şey istersin yapamazsın, bazen çok şey yaparsın ama istemezsin...Size de oluyordur bu arasıra...Bunun çok olması kararsızlık halini getirir, kararsızlık hayat enerjinizi emen bir sülük gibi yapıştı mı beyninize b.ku yediniz demektir.

Yaklaşık 12 yıldır okul, iş, evlilik sebepleriyle anne ve babamla aynı evde yaşamadım. Geçen hafta ikiside yeni eve misafir oldular. 10 gün zaman geçirme fırsatı bulduk, onları çok ama çok sevmeme bazı konularda anlaşamadığımızı, bazı konularda birbirimizi tanımadığımızı fark ettim ya da fark ettik. Ayrı kaldığımız zamanlar bizleri bir çok konuda kırılgan, alıngan ve saldırgan yapmış...Ne olursa olsun, ne yaparsan yap onların gözünde hep küçük bir çocuksun ve beraberken onların kontrolü senin hiç üzerinden kalkmıyor...

Geçen hafta rumblefish'in de katılımı ile iş icabı 4 günümüzü otelde geçirdik, bugün de rumblefish'in katılmaması ile Adana'da aldık soluğu. Uçmak için çok erken, uyumak içinse çok geç olan bir zamanda uyumadan uçak yolculuğu, rötarlar, taksiler, oteller, görevliler...hiç tanımadığım insanlarla bilmediğin bir şehirde karşılaşıp zamanlar paylaşıyorum...Bunları dikkatli düşünmek bile çıldırmak için yeterli...

Adana geniş caddeleri ve taze nergis kokulu ağaçlarıyla ve tüm serinliğiyle misafir ediyor bizi, aynı misafirperverliği önce Ankara sonra da İzmir'den bekliyor olacağım...(Seyahatlar ve otel odaları kendimi dinlemek için büyük bir fırsat...)

İyi ki standart.fm ve kaybedenler kulübü devam ediyor, zor zamanlar geçiyor ve yaşlanıyoruz...