Bu Blogda Ara

23 Ekim 2012 Salı

BARDAKİ GROBBELAR

Rumblefish blog resmini koyduğunda,bardaki yalnız adam olarak tanıtmıştı grobbelar'ı. Haklıydı da.Bardaki adam kadınların kendini mutlu edemeyeceğine inanırdı çoğu zaman. Grobbelar geçen ay biriyle tanıştı yine o barda.İyi anlaşıyorlar şimdilik.Isınmak zaman aldı başlarada her zamanki gibi bizimki için ama ikinci saç traşı zamanı geldi ve hala birlikteler.
Bugün iddaa oynayalım mı dedi,yarın birgun sabahin 4unde uyandirip kalk hadi detroit pistons indiana pacers deplasmanına çıkıyor,izleyelim derse evlenirim.
Blogdan bahsetmem kimseye,kimse tanımasın grobbeları.Stratejik hata yaptım ilk gun bahsettim.Aslında onun da gezi- seyahat alanlarında blog yazmasın istiyorum.Al sana atonal bir mind.

BAYRAM GELİYOR

Sabah namazına kalkardık. Suadiye camine giderdik.İbrahim Kutluay da gelirdi.Ünlüydü,zengindi,göz önündeydi.Sanki ünlüler,zenginler,göz önündekiler camiye gitmezmiş gibi onu her bayram sabahı namazında görmek çok hoşuma giderdi.Yıllarca bizim orda nalbur esnaflığı yapan babasıyla gelirdi.Çevresiyle bayramlaşır dönerdi.Bazen ben kaçırdım veya başka yerdeydim bazen o.Perşembe randevumuz var yine görüşürüz İbo.

Babamla atlardık arabaya doğru kurban aramaya.Üniversiteden sonra da dedeyle eküri olduk.İyi bi ikili olamadık hiçbir zaman ikisiyle de.Sorun bendeydi sanki.Dakikalar süren pazarlık konuşmaları bunaltırdı.Alalım da gidelim artık modumdaydım her zaman.Babam da sıkılırdı da dedem fena dolaşırdı,dolaştırırdı.Güzellik yarışmasında kraliçe arar gibi dolanır dururduk.Her yer çamur, ayakkabı kirlenmesin,boka basmıyım diyerekten her adımda şekilden şekle girerdim.Satıcıyla ellerin kenetlenmesi,rakamlar telafuz edilirken ellerin aşağı yukarı sallanması,benim olacak bu sefer galiba mutluluğumun ellerin çözülmesiyle olmadı yine mutsuzluğuma dönüşmesi.Ve en yıkıcı an gelirdi...İlk baktığımız yere gidip yine ordakini almak.

İşin hayvanı arabaya atma kısmı da ayrı bir olaydı.Ben de devreye burda giredim.Titiz büyüklerim, gerdek gecesine hazır yatak gibi bagajı hazırlatırdı. Kurbanı sürüklemek,adama yardım edip kaldırıp bagaja koymak,sakinleşmesini sağlamak için garip sesler çıkarmak, boynuzları sağı solu çizmesin diye tutmak ,genç kalıplı çocuk grobbelara düşerdi hep.

Dedeyle artık yaşayamayacağım bu günleri.Babamla bırakalı da 5-6 yıl oldu.Memlekete gönderiyor,orda hallediliyor artık.Çocuğum olunca yaparız beraber.

Bu bayramda da İstanbul'dayız.Gidemiyorum bir yerlere,bizimkilere de gitmem.Gecen bayram 3 kilo aldım 4 günde.Ne gömleklere girebiliyorum ne tshirtlere. Evde sefil olmak planım,kurtulmam lazım kilolardan. Sabah koşularına başlıyorum.
WTA başlıyor bugün.3-4 akşam ona giderim. Dexter'a başladım 1.sezon 6.bölüm.Kitap,fifa 13,yatışşş.

22 Ekim 2012 Pazartesi

Ev Kokusu

Evi ev yapan bazı kokular vardır...


  1. Türk kahvesi kokusu
  2. Filtre kahve kokusu
  3. Taze demlenmiş çay kokusu
  4. Tarçınlı kurabiye kokusu
  5. Havuçlu kek kokusu
  6. Kısır kokusu
  7. Rus salatası kokusu
  8. Muhammara kokusu
  9. Patates salatası kokusu
  10. Mercimek köftesi kokusu
  11. Patlıcan salatası kokusu
  12. Makarna kokusu (sosu önemli değil)
  13. Sabah kahvaltısında menemen kokusu
  14. Sabah kahvaltısında taze kesilmiş domates, salatalık kokusu
  15. Düdüklü tencerede pişen her koku
  16. Bazen balık kokusu (fırında olursa bazeni kaldırırız)
  17. Çikolata kokusu (bitter)
  18. Temizlik kokusu
  19. Yeni banyo yapılmış banyo kokusu
  20. Vanilyalı tütsü kokusu
  21. Yeni alınmış kitap kokusu
  22. Çarşamba akşamı alınmış penguen ve uykusuz kokusu
  23. Habersiz patlayan az tuzlu mısır kokusu
  24. Yazın pazardan 5 tanesi 4 liraya alınan süt mısırın kaynayan kokusu (içine mutlaka mısır kabuğu atılacak)
bunların dışında 4 yaşındaki kızınızdan gelen her türlü koku ve 11 yıldır yanınızda olan eşinizin kokusu...

başka yerlerde koku aramayın, eviniz en güzel kokan yeriniz...bazen fark etmeseniz de...