Eeeehhh...işte bir hafta daha geçti...Bir cuma ile daha karşı karşıyayız...Bu hafta da sistemin bize biçmiş olduğu rolleri oynayıp yaklaşık 2 gün sürecek ki yaklaşık dememin sebebi pazar akşamlarının 90lardaki çocukluğumuzdan bir farkının kalmamaya başlaması ile ilgili yaşanan pazar gecesi sineması sendromu tadında olması...
Yeni bir ay, yeni başlangıçlar, yeni adaylar, yeni iş başılar...yeni her şey yeni...
Allah'tan 2012 yılında yaşadığım her şeyi günlük kaydettiğim ajandam vardı, 2013'de de ajandamı kullanıyorum gün, gün...Bazen geçen sene aynı tarihte neler yapıyordum diye kurcalıyorum. Bildiğim kadarıyla bu davranış eskiye özlem olarak yorumlanıyor ve aslında geçmişte yaşama, geleceğe ya da şimdiki zamana geçiş yapamama davranışına denk geliyor...başıma bir şey gelmeyecekse geçmişi özlüyorum...
P.S : Bu vesile ile de rahmetli ozanımızı tekrar anayım...
Home ofis diye bir kavram var. Evden çalışıyorsun, böylece işveren yani kapital sisteme daha az maliyet yaratıp normal faydan ile sömürülmeye devam ediyorsun...Bugün uzun zaman sonra bu şekilde çalışmaya nail olunca aklıma bu işin artıları ve eksileri geldi...Sonuçta ikcı insanlarımız hep hayat, hep müzik yaz nereye kadar ?
Home ofis çalışmanın en büyük avantajı ofis ortamının olmaması, gereksiz nezaket göstermeler, sahte , davranışlar, küçük çıkarlar için büyük yalanlar kılık, kıyafet, sesli müzik, televizyon gibi rahatlıklar sağlaması...
Gelelim dezavantajlarına...Çay kahve ihtiyacı için sürekli ocağın ya da kahve makinesinin açık olması gerekiyor...Bu da çayın acıması, kahvenin özelliğini kaybetmesi anlamına geliyor. Daha sonra acıkıyorsun, yemek hazırlamak, bulaşık, yemek yemek hem vakit kaybettiriyor hem de bulaşık çıkıyor.
Ergonomi namına mutlaka büyük bir masan olmalı evde eğer her daim home ofis çalışacaksan. Tabi bir de motivasyon...Etrafta motivasyonunu dağıtmaya hazır o kadar çok şey var ki...Hem vakit bolluğu içinde olduğunu düşünüp biraz daha koltukta pinekleyim saat daha 11 gibi planlamada aksaklık yaşayabiliyorsun...
İşte gün içerisinde bu düşünceler içinde az çok planladığım işi yapmama rağmen kendimi inanılmaz yorgun hissediyorum bugün...
p.s 1 : Home ofis yazdım ama doğrusu home office'dir. Ya da evden çalışmadır yada yazmadığım gibi homofistir. :)
p.s 2 : Ferdi Özbeğen de gitti...Giden mi mutlu kalan mı onu bilmek çok zor çünkü bir çok giden memnun ki yerinden, çok seneler geçti dönen yok seferinden demiştir üstad... Allah Rahmet Eylesin...
Bu hafta sanırım son rahat haftamız...Bu haftadan sonra yine seyahatler, yine havaalanları, yine rötarlar, yine oteller ve yine insanlar...Sonra süreç bitiminde yine kısa bir soluklanma sonra yine aynı monotonluk maratonu...
Bu haftanın şarkısı da bu olsun, biraz enerji versin...