Bu Blogda Ara

24 Ekim 2011 Pazartesi

Neden?????

Bir süre yazmayı düşünmüyordum. Yoğun, zorlu ve kendimce heyecanlı bir dönemden geçiyorum. Önce Güneydoğu'da yaşanan ölümler ardından Van'da meydana gelen depremler karşısında suskun kalamadım. Televizyon izleme fırsatım çok fazla olmuyor, ama sosyal medyadan uzaklaşma şansım olmuyor.
Arkadaş listemde bulunan birçok kimsenin Van'da gerçekleşen depremden sonra şu mesajı yayınladığını gördüğümde lanet ettim insanlıktan. 

 "DEPREM BÖLGESİNDEKİ belediye başkanı çağrıda bulunuyor :
"İş makinelerini buraya...
gönderin..." - cevap : İŞ MAKİNALARINI YAKTINIZ...
"doktorları buraya gönderin ;" - DOKTORLARI ÖLDÜRDÜNÜZ...." diye devam ediyor bu iğrenç mesaj. sonu şöyle bitiyor: " AMA BİZ İNSANIZ, İNSAN !!! HAİN DEĞİLİZ ... GELİYORUZ.." 
 

Gelmeyin be, ne boka yaradınız ki şimdiye kadar atıp tutmaktan başka. Sanki çok vergi verdiniz, çok bi s.kimlik aklınız vardı ya. Ulan aldığın maaş, mal varlığın neydi ki ne vergi verdin, işin gücün atıp tutmak. Lafa geldi mi müslümanım diye geçinirsin, bu mu sizin müslümanlığınız? Hangi onurlu insan yaptığı ya da yapacağı yardımı böyle gözler önüne serer?  Gölcük depreminde Yalovadaydım, o çaresizliği bilir misin sen? Hala üç kuruşluk hesapların peşindesin...

Cemil Meriç enteresan adamdır. Bizimkiler beğenmez, sağcılar da anlamazlar adamın derinliğini. Onunla ilgili TRT bir belgesel yayınlamıştı. Belgeselin başında aşağıdaki hikaye vardı. Etkilemiştir beni...

“Pers İmparatoru Kambis Mısır seferine çıkarken zaferinden emindi. Çünkü bütün kahinleri ittifak halinde idi. " Zühre yıldızı imparatorun burcuna girdi. Mısır'ın fethi yakındır." diyordu bütün kahinler. Öyle de olur. Tam 40 gün 40 gece sürer Nil'in yanı başındaki savaş. ve Mısır düşer. Ama önceden müjdelenmiş bu fetih acımasız Pers İmparatoruna kafi gelmez.  Menfiz tapınağının önüne bir otağ kurdurur ve mağlup Mısır Kralı Kısamelut’u huzuruna çağırır. Amacı bellidir; mağlup Mısır kralını daha da aşağılamak.


Mısır’ın mağlup generalleri; başları önde ve yüzlerinde horlanmanın utancıyla geçerler kralın huzurundan . Bu manzara hangi imparatoru kahretmez ki! Fakat Mısır Kralı sanki hiçbirşey olmamış gibi öylece durmaktadır. Perişan bir şekilde önünden geçen ordu sanki kendi ordusu değilmiş gibi... Oysa Mısır kralı gözünü bile kırpmamıştır, öylesine gururludur, öylesine soğukkanlı..


Sonra kralın sevgili kızı -Mısır prensesi- geçer otağın önünden beş paralık bir cariye kılığında. Pers Ordusundan çirkin bir ahçı yamağı saçlarından sürüklemektedir ve Mısır halkının acı çığlıkları yeri göğü inletir.Hangi yürek o güzeller güzeli prensesi böyle bir düşmüşlük içinde görmeye katlanabilir ki? Fakat Mısır kralının kılı dahi kıpırdamamıştır.


Daha sonra kralın oğlu –prens- kolları bağlı, ayakları prangalı, iki yanında dev gibi birer Pers askeri ile darağacına doğru sürüklenir. İdam edilir. Fakat kral yine soğukkanlılığını yitirmez. Az önce idam edilen oğul sanki kendi oğlu değilmiş gibi.


En sonunda hizmetçisi geçer otağın önünden. Mısır kralı yerden yere atar kendini. Hizmetçisini zincire vurulmuş görünce acımasızca yumruklar göğsünü, dövündükçe dövünür, iki gözü iki çeşme... Pers İmparatoru hem memnundur bu manzaradan hem de hayretler içindedir; ordusunu, kızını, oğlunu, ülkesini, herşeyini  kaybetmiş kral soğukkanlılığını korur da; mahiyetinde en değersiz kişinin yani hizmetçisinin perişanlığını gördüğünde nasıl böylesine yıkılır!”


Neden?????


" Çünkü insan en değersiz şeyini kaybettiğinde her şeyi kaybettiğini anlar!”



Toprak kaybetmek..Toprağını kaybetmek. hangi Türk aydınına "biz neyi kaybettik" diye sorarsanız, topraklarımızı kaybettik cevabını alırsınız. Ama aynı soruya Cemil Meriç'in vereceği cevap şudur:  “Türkiye ruhunu kaybetti! Toprak mı? En değersiz şeyimizdir belki de! Belki de en değersiz şeyimizi kaybedince herşeyimizi kaybettiğimizi anladık: ruhumuzu…”




Yaşanan bu trajediden hala kendine pay çıkarmaya çalışan - kendini nasıl tanımlıyorsan artık,gerçi sende o akıl bile yok ama -  senin ben ta amına koyayım.....

WTA CHAMPIONSHIP 2011-ISTANBUL



Dünya tenisinde çok gerilerdeyiz.Tenis sporunun varlığından beri haberdar olmayan milyonlarca insan olduguna eminim.Futbol kesmekesliğinin uzak tuttugu cok onemli ve zevkli sporlardandir tenis.Zengin sporu denir.Halbuki degil.Bir raket bir top karsinda da birisi olsun yeter.



Birçok kere belirtmisimdir tenis tutkumu.Dünyaya ikinci kez gelsem başarılı bir tenisçi olmak isterdim.Bu hayatta da yapmak istedigim seylerden biri tenis oynamak.Bir zaman bulsam hemen basliycam.Daha gencim,yaparım.


Ülkede tenisçi yetişmezdi son 5-10 seneye kadar.Simdi o konuda da yatırımlar var.Gençler cıkıyor yavas yavas.Marsel iyi ornek.Pemra,Çağla bu spora deger vermemiz gerektiğini ispatlıyorlar.Biraz daha sponsor desteklerinin artması gerekli.


Bu bağlamda salı günü başlayacak WTA CHAMPS 2011(kadınlar) cok önemli.Sezonu ilk 8 sırada tamamlyan tenisçiler için bir sezon sonu en buyugu belirleme turnuvası diyebiliriz.Prestij ve para ödülü cok fazla.Bu turnuvayı ülkeye kazandıran siyasilere ve tenis federasyonuna tesekkur etmek lazım.Onumuzdeki iki sene daha istanbul'da yapılacak.


Salı-Cuma arası grup macları var.Cmtsi yarı final Pazar final.Maclar Sinan Erdem'de.Biletlerimizi 20 gün öncesinden aldık.Bir dezavantaj var, hafta ici futbol ve basketbol macları denk geldi.Bilet alanalar umarım tercihlerini o yönde yapmayıp tenis izlemeye giderler.Diger maclar hep var ve olacak,ama bu turnuva cok onemli,bos tribunler olmamalı.Tüm dünya takip edecek.


Fikstur henuz belli olmadı,olunca paylasıcam.


Tenis federasyonunun internet sitesi de cok kotu.İlgilenenler icin biraz daha cezbedici,kolay ulasılabilir,bilgi dolu bir site yapılması lazım.Sitede bu turnuvaya cok az yer verilmis.


Tanıtımda dönen resmi koymuyorum çünkü resimlerdeki 3 kişi turnuvaya katılamıyor.

Aynı şeyi Panini de yapıyor.Cıkartmaları ocakta hazırlıyor,hazirandaki futbol turnuvalarında kadroların yarısı farklı oluyor.Bu işi de bir çözmeleri lazım.