Bu Blogda Ara

20 Ağustos 2011 Cumartesi

ASIM USTA, KELEBEK, BEYAZHAN

Rumble Fish hayattan kopadursun ben sizi bagliyim.

Sali sabahi antep'e uctum.İş gereği 3 gece 4 gun.Ne zaman yazıcam Amsterdam'a gittim 3gece 4 gun diye acaba?Polisevinde kaldim.Ne yalan soyliyim hayatım boyunca hic sevemedim polisleri. Onlarca kez bana trafik cezasi kesmelerinden midir,stad cevrelerinde coplariyla ustunluk kurmaya calismalarindan midir,hic bir zaman ısınamadim. Dovemiyorsun da kizinca.En iyisi muhatap olmamak.Simdi artık kalmadı da eskiden hep bir rusvet olayı sozkonusu olurdu.Para bile vermezdim polislere,yaz cezayi derdim o kadar sevmem yani.Yaklasimimiz buyken lacivert uniformalilara,gidip onlarda kalmak ,beleş yemeklerini yemek ironik oldu.Devletim polisine bakıyor onu anladım ama.En azından orda.

Antep bildiginiz sicak.Ama aksamlari o kadar guzel bir havasi var ki.Oyle guzel esiyor ki.Hic rahatsiz etmeden bunaltan gunduzu cennete ceviriyor.4 gun kaldıgım icin iklimini daha iyi yasiyorsun, gunubirlik anlasilmiyor.

bırakalım havayı suyu da yemeklere gecelim efendim.
İmam Cagdas'ı daha once test etmistim.O zaten markalasmıs.İlla ki biliniyor.Bu sefer Beyazhan diye bir yere gittik.Adı ustunde han,giris avlu,ust katı da var.Acık hava.O bahsettigim esintinin altinda orucluyken yenen yemekler.Mutlaka gidilmesi gereken bir yer.Vedat Milor gibiyim. Fiyatlar İstanbul tadinda ama değer.O kadar cok yedim ki,yemekten catlama tabiri alarm verdi vucutta sonraki 1 saatte.
Ciğeri,üzüm pestilinden sarılmış yumusacık fıstıklı muskası(burdakiler duttan yapılıyor galiba sert oluyor),icli koftesi(hakikaten farklı,cok hafif)klasik yuvalaması,eti kebabı çiğköfteyi, baklavayı saymıyorum(saymıs oldum) zaten cok guzeldi.

Bir de biraz daha orta sınıf bir yer var.Kelebek.parkın yanında diycem antepde her yer park zaten.Neyse bulursunuz.Orda porsiyonlar devasa,lezzet bir o kadar.Ayıp olcak ama dun havaalanına gitmek icin arabaya bindigimde pantolonumun dugmesi patlama sesi cikararak koptu.Oyle yiyosunuz antep'de.

Son bir yer de Asım Usta.15m2.salaş.metal tabaklar.Etin lezzeti hepsinden,heryerden güzel.Yiyosun kalkıyorsun.Erkek erkeğe.
Bizim oraları,hamur işini bırakırsak bir kenera memleket kontenjanından ,daha iyisini gorene kadar en iyisi antep mutfağı.Sene sonunda kadar Hatay,Mardin yapicam.Gorucez en iyisi kim?

Bu sezonki antep deplasman programi da hazirlandı boylece.

Merseyside'ın kırmızı tarafı olan takımım Emirates'e deplasmana cikiyor.Ben kaçar.

19 Ağustos 2011 Cuma

What can i do, sometimes....

Şarkıdaki gibi "aşık gibi sevmezsen kardeş gibi sev beni" diyeceğim, çok ağır olacak:):):)...Barcelona gibi saldırıyoruz sağlı sollu, Mourinho'lu İnter gibi savunma yapıyor...ama kazanan yok ki ortada...bazen beklemediğim anda bir mesaj geliyor, mutlu oluyorum, sonra gerisi yok...bazen ben mesaj atıyorum, cevap geliyor, mutlu oluyorum, sonra gerisi yok...Niye böyle oluyor? Neyi eksik yapıyorum yine? Problem kesin bendedir eminim..Ya da niye ümitleniyorum ki ben? Ne alaka  yani...Ben bir süre müzik dinleyeyim en iyisi, çok albüm var dinleyecek...Blog da Grobelaar'a emanet..Arada klip koyarız...

Not: Gemiler kalkar yüreğimden sessizce diyeceğim Orhan Atasoy edası ile ama o gemi kalkmasın be...
Ayrıca fotoğraftaki emeği için Berbatovs'a respect diyelim. Büyütün bakalım fotoyu, neymiş o geminin adı...




17 Ağustos 2011 Çarşamba

uyumak ya da uyuyamamak...işte bütün mesele bu...




"al başını git,sabah erkenden çıplak ayakla ve şapkasız
ve bir kurbağanın dili kadar hızlı
aşk yüreğinden vuruyordu delileri de bilgeler kadar"














Jean Seberg ( muhteşem güzellik, kısa saç, sigara ve şapka, daha nolsun) ve Apollinaire...güzel ikili..ama uyuyamıyorum ben....nasıl olcak? hazır uykum kaçmışken burak'tan da şarkı çalayım bari...

içki bitince...



"and i'm tired of being tired"

biraz morphine istiyorum...



my biggest fear is if i let you go
you'll come and get me in my sleep
come and get me