Bu Blogda Ara

21 Ocak 2012 Cumartesi

Yeşilköy'de Geçen Bir Haftasonu İçin ...



Hep yabancı şarkı mı olacak diyenler için gelsin o zaman...

20 Ocak 2012 Cuma

%27 NASIL BİR ORANDIR ?

Aklıma birsey geliyor,ben bunu blogda yazmışmıydım diye düşünüyorum.Eski kayıtlara bakıp kontrol etme gibi bir zahmete de girmeyeceğime göre varsın yazmış olayım,tekrar okunsun.

Konumuz Real Madrid ve Mourinho'nun Barcelona karşısındaki ezikliği.
Derbide hele de sahanda mağlup olmak berbat bir psikoloji.Genel İstatistik son 9 macin 2 si beraberlik,7si barca diyor(gecen seneki kupa finali hariç,o baska bir olay).Sahasında da sanirim son 7 mactir yenemiyor Barca'yi.Bu istatistik tabi ki sadece Mourinho'nun sucu değil,önceden geliyor,ama Mourinho'nun da yıllardır yarattığı antipatiler sanki toplandı,iki senedir adamın karsısına cıkıyor.Kupalarda da eşleşip duruyolar.

Geçen sene başkent ekibi,kıyı takımına(sürekli takım ismi yazmak olmuyor,renk katalım) şamar oğlanı olurken en büyük problem ortasahada hem çok iyi basıp hem de oyunu ileriye taşıyacak adam eksikliğiydi.Bu eksikliği biraz olsun gidermek için stoper katil Pepe'yi ortada oynatıyordu.Madem oynamaya çalışınca 5 yiyosun,oynatmamaya çalışınca da ezik ezik eziliyosun, transfer zamanı niye bu bölgeye bir adam alınmadı sırf derbiler için?Pepe ortaya,ramos stopere,iğrenç sakalıyla Hamit(o nasıl çirkin,tiksinç bir sakaldır) sağbeke.Benfica'lı Coentrao ortasaha değil miydi ben mi yanlış hatırlıyorum,solbek oynuyor.Bu mu Katar Fonu'nu devirmenin yolu? Sağ açık Benzema? e böyle olunca kendi seyircin önünde maçı topa %27 sahip olmayla bitirirsin.

Ronaldo yıldız ama adam isyan etmiyor bu duruma,takımını ayağa kaldıramıyor.Kabullenmek işine mi geliyor,anlamıyorum.
Ve tüm bu psikoloji Real'i inanılmaz çirkefleştiriyor.Vuruyolar,kırıyorlar.Herkes ele basma olayını söylüyor.onun 2 saniye öncesi omuzuna,kürek kemiğine diz atıyor.Var mı böyle bir şey?
Barca da her mac rakibine karsı daha iyi oynuyor.Simdi iki mac daha kaldı.İkisi de Nou Camp'ta.Vah Real Madrid'im vah Barnebau seyircim.
Başınız öne eğilmesin diycem ama eğilsin şimdiden.

18 Ocak 2012 Çarşamba

DART

Eurosport'ta geçen hafta Lakeside Dart Şampiyonası vardı.


Dart Milli Takımı kaptanı Emre Toros güzel anlattı.Fırsat verip daha fazla anlatmasını sağlamak lazım.Bu işin temeli Ankara galiba.Onu da değiştirmek lazım.



Kapalı bir alanda büyük bir kalablık içinde,stresli heyecanlı bir sürü kapışma oldu.



Oyunun güzel yanlarından biri seyirci direkt etki edebiliyor.İsterse moral,konsantrasyon bozar,dagitir affetmez.Ted 'The Count' Hankey'e de oyle yaptilar.Eski sampiyon sinirine hakim olamadi bi ara son darti board yerine yere fırlattı.Turnuvaya ilk kez katılan genç arkadaş kurtları yenerek sampiyon oldu.Bayanlardaki Rus şampiyon da ,12 turnuvanın 9'unu kazanmıs başka bir efsaneyi güzel yendi2-0'dan 3-2.



Turnuva İngiliz-Hollandalılar için yapılmış gibiydi.Bütün eşleşmelere böyleydi ya da iki İngiliz kapıştı.Diğer ülkeler dartçı(böyle mi denir) mı yetistirmiyor bizim gibi acaba?


Dart annelerin düşmanca baktığı bir olaydır.Sonuçta evinde dartı ya kapının arkasına ya duvara asarsın.Öğrenene kadar da kapıyı duvarı delik deşik edersin.Baban kızacak uyarılarıyla bir merakın daha başlamadan biter.

Ev haricinde de dart oynayabilecek yer çok az.Düşündüm Anadolu yakasında kadıköy'de ararsan illa ki bulursun ama başka bir yer aklıma gelmedi.


Dart oynanabilen yerler açılması lazım.Sonuçta tenis kortu,spor salonu inşaatı değil bahsettiğimiz.Bir duvar bir board, 3 de dart.Bu kadar basit.

Oyun kuralları da basit,eğlenceli.Double ile bitirmek gibi zorlamalar var.Bir de alınacak max.180 puan 20 triple'ı 3 kere vurarak aldığında maçı canlı anlatan adamın anonsu, seyirci coşkusu,oyuncunun ben bu oyunun kralıyım havaları süper.


ESPN Zone'a gittigimde hayran kalmıştım.Para olsa yapılcak yegane iş benim için. Dev,küçük bir sürü ekran,her ekranda isteğine göre maç,hamburger,bira daha ne istersin.

Bunun mini versiyonu Lakeside'daki gibi.Bi arastırmak lazım,insanlar surekli aynı tip yerlere gidip yemek yiyip kalkıyolar.Kalksın hemen mini bir turnuva yapsın orada keyfi artsın.Ben hemen dartları alıyım.İşi beceremezsek Rumble Fish'e veririz gittiği deniz fenerlerine asar durur:)))


Dart spor mudur? Bu da haftanın sorusu olsun.


İlgilenenlere http://www.darttr.com/ başka da yok zaten.


The Saint,azizim hoşgeldin.

Atonal Minds hala twitterda



Daha önce 6 Temmuz 2011'de yazmıştık, ama duymayanlar olabilir, blogu yeni açanlar olabilir.Hala twitterdayız...












Koca Yusuf 'tan Hayat Dersleri

Köroğlu...1968 yılında çekildi Atıf Yılmaz tarafından. Başrollerde Cüneyt Arkın, Fatma Girik, Hayati Hamzaoğlu (RIP) ve Mümtaz Ener(RIP) vardı.
Nam-ı diğer Koca Yusuf daha ilk karşılaşmada balans ayarı çekiyordu Bolu Beyine (Bknz 1.Video)
Daha sonra padişaha hediye edilecek at için araştırma yaparken tabir ettiği atı bulup getiriyordu. Zavallı Ruşen Ali ki daha sonra Köroğlu olarak anılacak, ilk bakışta babasının getirdiği attaki cevheri fark edemiyor, ergen edasıyla babasına karşı çıkıyordu.
Koca Yusuf bunun üstüne Harvard Business School'un yönetim bilimi derslerinde bile öğretilmeyen 2 önemli hayat dersini veriyordu.(Bknz 2.Video)

"Her malın hikmetini görünüşünde arayanlar bu işte berbat yanılırlar."

" Bey kısmı bilmediği işi erbabına bırakmıyorsa ahmaklığı yedi diyara türkü olur."







Leonard Cohen - Famous Blue Raincoat


and what can i tell you my brother, my killer
what can i possibly say?
i guess that i miss you, i guess i forgive you
i'm glad you stood in my way.








Gökhan Semiz'e

Beraber eğlenemeyen insanlar beraber gelecek kuramazlar demişti...14 yıl oldu kaybedeli...Hiç dolmadı boşluğu...80'lerde Bakırköy tayfasının en kral adamıydı...



Babası cenazesinde "öldüğümde cenazemi kaldıracak oğlum var diye sevinirken, ben onun cenazesini kaldırdım" dedi...Nur içinde yat Gökhan Semiz...Bugün gelecekle ilgili plan yapamıyorsak bil ki beraber eğlenmeyi bilmediğimizdendir...İnanki tekdin...