Bu Blogda Ara

8 Haziran 2012 Cuma

Sister Act - Oh Maria

tatil başlasın.........

The Fray - How To Save A Life



7 Haziran 2012 Perşembe

Leylalara...

Rumble Fish'in sabah sorduğu soruya bir başka açıdan bakayım dedim...Rumble Fish mi Mecnun mu sorusuna cevabım ; Leyla...
Sanırım orta 3 lise 1 geçişi zamanları...bütün hormonlar tavan, sivilceler, kalınlaşan sesler, şekilsizleşen burunlar, pis ayva bıyıkları...sonra bu klip, bu leyla...alt benliğimize kazınmış bir leyla duruşu ve bakışları...

Rahmetli Ömer Lütfi Mete'nin dediği gibi " Leyla sevmek hoştur ama Mecnun olmak başkadır, başka"

Mecnun mu Rumble Fish mi?

Ben bundan da kötüydüm ya :))))))) yemişim öyle sınavı yani :))))

6 Haziran 2012 Çarşamba

Kürtaj ?

Eywallah; yalnızlık eski bir ezber, ayrılık alışkanlık olsa da kürtaj mevzusu üzerine benim de söyleyecek birkaç satırım var. Bu konu üzerine erkekler adına da birşeyler söylemek lazım. 2 defa kürtaj olayına istemesem de eşlik etmek zorunda kaldım. Durumun teknik açıdan zorlayıcı olması bir yana ( yaşanabilecek bir aksilik durumunda tüplerin tıkanması) kadınların bu konuda yaşadığı dramatik etkiyi yaşamayan bilmez. Yaşamayan kadın bile bilemez. Hani atıp tutan bi ton kadın var ya etrafta. Kadınların bu konuda hassas olduğunu bildiğim için, yemin ederim, 2 sin de de hiçbir şey demedim. Verecekleri karar doğrultusunda elimden gelen herşeyi yapacağıma söz vermiştim. Evet, iyi bir sevgili olmadığımı daha önce defalarca söylemiştim ama bu durum gerçekten başka. Kürtaj doğum kontrol yöntemi değildir, bir kadın bu kararı verdiyse – yasal süre sınırları içerisinde- gerekçesi ne olursa olsun, beraber olduğu erkek dahil (ne kadar çok isterse istesin) bu karara saygı duymak zorundadır. Olay bitmiştir. Kürtaj çok zorlu psikolojik bir süreçtir, kadının vereceği karardır, verdiği karar ne olursa olsun ona destek olmak da yanındaki erkeğin görevidir.  Kürtajı yasaklasanız ne olacak ki, parası olan yurt dışına gider yine yaptırır. Asıl mevzu beden üzerinde kurulmaya çalışılan tahakkümdür ki, asıl problem bu benim açımdan. İktidar dediğin mekanizmanın mekan ve beden üzerinde otorite kurmaya çalışarak varlığını sürdürmek istediğini iyi biliriz Gramsci’den. Yarın kulağında küpesi olan, kolunda dövmesi olan birinden de birşeyler çıkartmaya başlayacaksınız. Yemezler, hayvan çok terli…. Siz bakın cebinizi doldurmaya, gerisi tehlikeli işlerdir….

5 Haziran 2012 Salı

Del Potro mu Rumble Fish mi?

Yoğun bir gündü be, sabah erken kalkıp nescafeleri gömüp spora gittim, 4 aylık aradan sonra yamuldum tabi. Bacaklar fena. Sonra iş işte, her zaman ki sıkıcılığındaydı yine. Tamam kabul ediyorum, Aceto abinin Ebue için dediği “Faul aldığında 3 hafta yok şeklinde kıvranıp, 30 saniye sonra ayağa kalkmasıyla da haklı bir şöhret edindi.” Cümlesini kendim için de kullanabilirim. Ne forget her i, daha bişey yaşamadan deyip, verdim kendimi Roland Garros’a…Vermez olaydım, totem yapıp bu zamana kadar yazı yazmadım, Del Potro ile Nadal Final oynarlar diye…Eboue’den daha beter bi niteleme daha uygun galiba bana : Federer karşısında 2-0 öne geçmesine rağmen 3-2 yenileceği gözlerinden anlaşılan Del Potro gibisin Rumble Fish. Tamam sakattın, eywallah diz problemi önemli, özellikle 2. Sette çok efor harcadın. Ama yapma be abi, böyle de bırakılmaz ki ya. Rumble Fish misin sen? Çok üzüldüm a dostlar çok. Üstüne Tsonga ellleriyle maçı Djkovic’e hediye etti. Tek umudum Nadal. Acıma oğlum, kim çıkarsa çıksın, en yakın arkadaşın Monaco’yu 2 oyun vererek (6-2, 6-0, 6-0) yenen adam, söz senindir artık.
Zizek abinin İstanbul’daki konferans görüntülerini bulup izledim. Linki de bu işte.  http://www.lacan.com/thesymptom/?page_id=1989   keyiflendim tabi bol bol…sonra dayanamadım efsane The Pervert’s Guide to Cinema’ yı izledim.
Yooo yooo bitmedi, 2 yıl sonra doğru dürüst mutfağa girip, şahane bir et yemeği yaptım. Yorumu kardeşim dediği için yazdım, bilmiyorum bana yemek yapmaktan bıktığı için mi söyledi acaba? Gaza geldim, yarın da yapacağım. Daha sonra bahçedeki çiçekleri suladım, şaka len şaka…İçtim yine. Hem spor yapmışım, hem yemek yapmışım, hem Zizek izlemişim, Del Potro elenmiş, bugün içtiğim içkiyi hakettim.
20.000 tıklanma için özel fotolar odamdan bu sefer. Geçen sefer motorsiklet fotolarını paylaşmıştık. Şimdi de bu bloğun meydana getirildiği odayı sizlerle paylaşayım. Sevgili abajurum, Jack abi, Camel soft, Milliyet Sanat, Altyazı, yatağın köşesindeki kaskım ve bolca kitap. Filmleri de sonra gösteririz artık.
30.000 için yine sürprizler olacak. Merakla bekleyin efendim…
Şarkı da şahane.


Tahribad-ı İsyan - Ghetto Machines


4 Haziran 2012 Pazartesi

Taze Başlangıç

izin bitti döndük yine kürkçü dükkanına...Şaka bir yana 10 yılı devirmişiz meslekte bu arada. 22 yaşında bir gençtim bu sektöre girdiğimde...Ne girişmiş kardeşim çıkamadım bir türlü...Bizim meslekte tiyatro gibi, onlar sahne tozu yutuyor, biz mağaza...Sonra da kop kopabilirsen...

Ne iş yaparsan yap, sevdiğin işi yap ya da yaptığın işi sev. Sevmiyorsan kendini zorlama, sonra zehir ediyorsun etrafındakilere...Ayakların geri gittiği gün, sabah çalar saati üçden fazla ertelediğin gün, bugün nasıl geçecek diye düşündüğün o iş bitmiştir aslında senin için...Hadi bakalım iyi haftalar...