Grobbelaar'cım sana cevap vermiyorum. İslam Çupi'nin efsane Beşiktaşlı Hakkı Yeten için yazmış olduğu yazıyı paylaşıyorum sadece :)))))
1910-1989
"Hakkı Yeten, Beşiktaş'ta varılamamış bir sembol muydu, bir dürüstlük, mertlik, ahlakın simgesi miydi, yoksa siyah-beyazlı tarihin önemli bir bölümünü kramponları ile yazmış bir futbolcu muydu? galiba hepsi...
Bir futbolcudan çok, bütün bir Beşiktaş'tı Hakkı Yeten.
Beşiktaşlı ve diğer kulüp taraftarları, Beşiktaş'ın başkanını tanımaz, Hakkı Yeten'i tanırdı. Beşiktaş'ın umumi kaptanı kim, Beşiktaş'ın asbaşkanı veya veznedarının ismi ne, Beşiktaş'ı hangi antrenör çalıştırıyor diye çeşitli meraklar uyandığında millet bu bilinmezlerin üstüne acele bir sünger çeker, patronun ismini bir hamlede söylerdi: Hakkı Yeten...
Anlatılamaz karizmatik bir kişiliği vardı Hakkı Yeten'in...
Kendi takım arkadaşları arasında yaydığı korkulu disiplin, her dakika başı tazelenen bir nöbet almak şöyle dursun, Hakkı Yeten'in rakip futbolcular ve hakemler nezdinde hiçbir futbolcunun bugüne kadar erişemediği anlatılmaz bir saygınlığı vardı.
Tartışmalı gollerde hakemlerin fikrine müracaat ettikleri tek jüri idi Hakkı Yeten. Rakip oyuncular, şayet Beşiktaş takımında bir futbol usulsüzlüğü görmüşlerse, şikayet mercii yine Hakkı Yeten'dir.
Şeref Stadı'nın kale direkleri değişecekse, kararı Hakkı Yeten verirdi. Duşların yanıp, yanmayacağına, idmanlara masörün gelip, gelmeyeceğine, hangi futbolcuya kaç para verileceğine, prim bareminin ne olacağına kimse karar veremez, son söz her zaman Hakkı Yeten'in ağzından çıkardı.
1932 yılında Halıcıoğlu Askeri okul öğrenciliğinden soyunup, siyah-beyazlı formayı giydiği günden ölümüne kadar yani 57 yıl, yaşayan en büyük Beşiktaşlı'dır Hakkı Yeten.
Formaların evde öküzbaş çivitine batırıldığı, maçlara yayan gidildiği, futbolun bir amatör aşkla oynandığı, kulüp renklerinin mukaddes bir emanet gibi saklandığı bir dönemin ilahıdır Hakkı Yeten.
Fenerbahçe ve Galatasaray kulüpleri, o zamana göre kendisine servetler sunmasına rağmen Hakkı Yeten bırakın beşiktaş formasını değiştirmeyi, oturduğu beşiktaş semtini bile değiştirmemiştir.
79 uzun yıl, şereflerle yaşanmış lekesiz bir hayatı Hakkı Yeten'ce bitirmenin adıdır, belki bu son ölüm...
nur içinde yat koca kaptanım!"