Bu Blogda Ara
21 Eylül 2012 Cuma
OTELDEKİ KORKU
Bir kaç hafta önce bir arkadaşım geldi İstanbul'a.Otelde buluşup takılalım dedik.Bu giriş çok eşcinsel oldu,değiştiriyorum.
Bir kaç hafta önce iş sebebiyle İstanbul'a gelen bir arkadaşımla sözleştik.Otelin lobisinde buluşup dışarı çıkacaktık.Taksiden inmek üzereyken geldiğimi haber vermek için aradığımda açmadı.eyvah dedim sızdı bu.o sızmanın ilk yarım saati fena olur, içmeye de erken başlar.Otelde lobide oyalanırken sabırsızlıkla 10 kere aradım ama uyandıramadım.resepsiyondaki görevliye maruzatımı anlattım.Otel telefonundan odasını aradık dana duymuyor.öküz gibi uyuyor.
Kurmaya başladım.Ya duş alırken kayıp kafayı vurduysa,kanlar içinde yere yığıldıysa,bilincini kaybettiyse.
Görevliye endişelenmeye başladığımı odaya birilerini yönlendirmesini istedim.İlgileneceğini söyledi.Bu arada telden aramaya devam ettim.Dakikalar ilerledikçe evham kelimesini uzun zaman sonra içimde hissettim.Ya hakikaten bir terslik olduysa geçen zaman hayatına mal olursa,
Resepsiyonisti ikinci kez uyardım,telaşlanmaya başladığımı söyledim,bir kez daha beklemeye başladım.
O anda şu empati dedikleri şeyi yaptım.Dışardan adamın biri geliyor.Şu şu isimli kişiyle buluşcaktım telefonla ulaşamıyorum odasını arar mısınız?Odasına birini yönlendirin.Her gelenin sözüyle odaya mı dalcaklar,adam müsait olmayabilir,izinsiz odaya girildiği için dünyanın tantanasını yapabilir.
Daha bir çaresizlikle olay çıkarmaya yönelik 3.kez resepsiyona ilerlerken bizimki karşımda belirdi.
Odaya girmişler.Dirsek 45 derece açıyla koca kafası elinin üstüne tv'ye bakarken uyuyakalmis o pozisyonda.Dürtmüşler,beyfendi arkadaşınız size ulaşamıyor aşağıda bekliyor,bizimki bayağı korkmuş.Düşensenize herifin biri odana giriyor,seni uyandırıyor,o sersemlikle...
Cuma Vecizesi
Madem bugün cuma, madem blogu takip eden über ingilizcesi olan takipçilerimiz var, bugün de ingilizce diyelim ne diyeceksek...
""You aren't a loser. You are a character in an epic poem...about losers."
18 Eylül 2012 Salı
Ben ne zaman...
Ben ne zaman caz dinlerim bilir misin blog? ya çok keyifliysem ya çok gerginsem...normal zamanlarda da dinlerim tabi ama ağırlığınca kendimi ödüllendirmek ya da sakinleştirmek için dinlerim caz'ı. Yavaş yavaş blogda caz müziğe de ağırlık vermemiz gerekiyor artık. ( Miles Davis - Kind of Blue, en çok satan caz albümü olması lazım, açın bir akşam dinleyin albümün tamamını)
Ben ne zaman şiir okurum bilir misin blog? ya çok keyifliysem ya çok gerginsem...normal zamanlarda da okurum tabi ama ağırlığınca kendimi ödüllendirmek ya da sakinleştirmek için okurum şiiri. Yavaş yavaş blogda şiire de ağırlık vermemiz gerekiyor artık. (Tabi ki Ah Muhsin Ünlü)
Ben ne zaman şiir okurum bilir misin blog? ya çok keyifliysem ya çok gerginsem...normal zamanlarda da okurum tabi ama ağırlığınca kendimi ödüllendirmek ya da sakinleştirmek için okurum şiiri. Yavaş yavaş blogda şiire de ağırlık vermemiz gerekiyor artık. (Tabi ki Ah Muhsin Ünlü)
Ayakkabılarını Kapımın Önünde Görmeyi İstiyorum…
“ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum!
çünkü bu,
seni seviyorumun içine nal salmak demektir
ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur.
oysa seni sevmem toplumu meşru kılar
ve gitmen beni dile indirger sevgilim”
Ben ne zaman film izlerim bilir misin blog? ya çok keyifliysem ya çok gerginsem...normal zamanlarda da izlerim tabi ama ağırlığınca kendimi ödüllendirmek ya da sakinleştirmek için izlerim filmi. Yavaş yavaş blogda filmlere de ağırlık vermemiz gerekiyor artık. ( De Sica - Bisiklet Hırsızları)
Ben ne zaman yazı yazarım bilir misin blog? Elimde kadehim ve sigaram varsa...ve benim elimde kadehim ve sigaram varsa genelde çok uysal olurum. Biter bütün kızgınlıklarım, küslüklerim....Aşık olabildiğim sürece beni kimse kızdıramayacak, gergin olacağım ama kızmayacağım kimseye :) evet hoşlanıyorum birinden, malum Eylül ayı işte...
Bu arada ben normal olmam blog.... olamam...normal olduğumda vardır bir sıkıntı....
çünkü bu,
seni seviyorumun içine nal salmak demektir
ve hareketinin bana durduğunu akla uydurur.
oysa seni sevmem toplumu meşru kılar
ve gitmen beni dile indirger sevgilim”
Ben ne zaman film izlerim bilir misin blog? ya çok keyifliysem ya çok gerginsem...normal zamanlarda da izlerim tabi ama ağırlığınca kendimi ödüllendirmek ya da sakinleştirmek için izlerim filmi. Yavaş yavaş blogda filmlere de ağırlık vermemiz gerekiyor artık. ( De Sica - Bisiklet Hırsızları)
Ben ne zaman yazı yazarım bilir misin blog? Elimde kadehim ve sigaram varsa...ve benim elimde kadehim ve sigaram varsa genelde çok uysal olurum. Biter bütün kızgınlıklarım, küslüklerim....Aşık olabildiğim sürece beni kimse kızdıramayacak, gergin olacağım ama kızmayacağım kimseye :) evet hoşlanıyorum birinden, malum Eylül ayı işte...
Bu arada ben normal olmam blog.... olamam...normal olduğumda vardır bir sıkıntı....
Bir Sürü Doğru Söyledik; Ama Hiç Burnumuz Kısalmadı
Rumblefish erken davrandı, gemide efsane diyaloğu paylaştı...her zaman çıkacak yol bulamadığımızda birbirimize bakıp nabacaz be Kamil diyoruz...
bu sabah kızımı kreşe bırakırken bir kez daha büyüdüğümü anladım, ha bir de her ayın beşinde banka bana hatırlatıyor büyüdüğümü, kredini öde diye...
bu sabah kızımı kreşe bırakırken bir kez daha büyüdüğümü anladım, ha bir de her ayın beşinde banka bana hatırlatıyor büyüdüğümü, kredini öde diye...
Babamın öldüğü gün birini aşık olmuştum.
Bazen öyle olur.
Herşey üst üste gelir.
Polis olmasaydım katil olurdum
Çünkü sahici bir sarsıntı, sahte bir dengeden iyidir.
Binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm.
Seni intihar ettiğin gün tanıdım kızım seninle o gün barıştım.
Şimdi sadece geceleri yapa yalnız ve yalın ayak....
Anlayabildim şeyler var
Şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var.
Bütün çaresiz insanlar gibi....
Dağılan bir okul gibi...
Acılarımızda birbirine benziyor artık kızım...
Birbirine benzeyen parmaklar gibi ;ama her birinin eşsiz bir izi var.
Bazen gözlerim doluyor karanlıkta...
Fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yine kulağımın dibinde hiç durmuyorsun
Ağlamama asla musade etmiyorsun, "herşey affedildi babacık" diyorsun.
"Hiç ayrılmayacağız" diyorsun.
"Keşke hep yanımda olsaydın" diyorum böyle konuştuğunu duyunca...
"Bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz" diyorsun.
Ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım
Cesetler de benzemez ;ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlartır her zaman...
Koşan atlar düşen atları hatırlatır.
Yağmur yağar,
Durur , tekrar başlar.
Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir...
Beşikten mezara kadar...
Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan...
Yalan mı ? söylüyorum sana...
Affet beni kızım affet !!!
Bir sürü doğru söyledik ;ama hiç burnumuz kısalmada ki kızım...
Bazen öyle olur.
Herşey üst üste gelir.
Polis olmasaydım katil olurdum
Çünkü sahici bir sarsıntı, sahte bir dengeden iyidir.
Binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm.
Seni intihar ettiğin gün tanıdım kızım seninle o gün barıştım.
Şimdi sadece geceleri yapa yalnız ve yalın ayak....
Anlayabildim şeyler var
Şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var.
Bütün çaresiz insanlar gibi....
Dağılan bir okul gibi...
Acılarımızda birbirine benziyor artık kızım...
Birbirine benzeyen parmaklar gibi ;ama her birinin eşsiz bir izi var.
Bazen gözlerim doluyor karanlıkta...
Fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yine kulağımın dibinde hiç durmuyorsun
Ağlamama asla musade etmiyorsun, "herşey affedildi babacık" diyorsun.
"Hiç ayrılmayacağız" diyorsun.
"Keşke hep yanımda olsaydın" diyorum böyle konuştuğunu duyunca...
"Bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz" diyorsun.
Ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım
Cesetler de benzemez ;ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlartır her zaman...
Koşan atlar düşen atları hatırlatır.
Yağmur yağar,
Durur , tekrar başlar.
Yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir...
Beşikten mezara kadar...
Karanlıkta herkesle çarpışabilir insan...
Yalan mı ? söylüyorum sana...
Affet beni kızım affet !!!
Bir sürü doğru söyledik ;ama hiç burnumuz kısalmada ki kızım...
17 Eylül 2012 Pazartesi
GEMİDE...
The Saint'ten önce davranıp yayınlayalım artık şu efsane sahneyi :)))) kısa olanını bulamadım, 1:30 a kadar izlemeniz yeterli......
OFFFF NAPICAZ BE KAMİL.....
OFFFF NAPICAZ BE KAMİL.....
İKİ ADAM
Kurucusundan tüm yöneticilerine,formasını giymiş futbolcularından tüm taraftarlarına zerre kadar hoşlanmadığım, yeri geldiğinde arkadaşlarım ve ailemden gönül verenlere bile kinlendiğim, bloga saygıdan ağzımı bozamadığım,ebedi dost lafını yıllar önce unuttuğum ezeli rakibimizin yüz küsür yıllık tarihinde kötü konuşamadığım, iyi gözle bakabildiğim sadece iki adam var.Biri Aykut Kocaman biri Alex.Ve camia,yani başkanları bu iki adamı birbirine yedirdi.Çok yazık...Bu konuda Aykut Hoca'ya daha çok hak veriyorum.Futbolcu futbolculuğunu bilecek.Yaptıklarının karşılığını bol bol alıyor.Kendisine birçoklarının aksine değer verilerek yolların yavaş yavaş ayrılacağının bildirilmesi kadar medeni bir davranış yok.Kendi hocası ne davranışlara maruz kalarak kulüpten kovulurcasına gönderilmişti zamanında.Kendi yaşadığını en büyük yıldızına yaşatmamak için uğraştı ama yaranamadı.İleride bunu kötüye kullanmak isteyen kişiler çıkmaz umarım.
16 Eylül 2012 Pazar
ABDULLAH AVCI
Hoca sonuna kadar arkandayım.İstediğini oynat istediğini oynatma.Ben senin çalışma sistemine,çağdaş futbolun gerektirdiklerini uygulayacağına,i.ne medyaya boyun eğmeyeceğine,başarılı olacağına sonuna kadar inanıyorum.Sana sonsuz güveniyorum.
Şenol Güneş'te Ersun Yanal'da yanlış yaptık,aynı yanlışı sana yapmayacağız.
Milli takımdaki kariyerinin Fatih Terim'in bizdeki kariyeriyle eş zamanlı sona ermesini ve 20 yıl Galatasaray'ın başında olmanı canı yürekten istiyorum.
EYLÜL
Blog üstadları kendileri için Eylül'ün ne anlama geldiğini yazdılar.Peki Eylül benim için ne demektir?
*Okulun açılmasıyla insanlar normal düzenine döner ve işler açılır,yüküm ve yoğunluğum artar.
*Trafik daha da artar.
*Sezon dizileri başlar.(Bugün The Newsroom CNBCE'de başlıyor.)
*Tüm Avrupa'da futbol sezonu tamamıyla açılır.Takımlar lige ısınır,futbol güzelleşir.
*Çiftli yıllarda Milli maç elemeleri başlar.
*Şampiyonlar Ligi illa ki başlar.
*Us Open başlamıştır ama asıl olayı bu ayda başlar.
*Nfl başlar.
*Bir kız arkadaşım olsun.Adı Eylül olsun.
Geçen güz güzel bir söz duydum."aşk kadına yakışır,erkeğe sevmek"
*Okulun açılmasıyla insanlar normal düzenine döner ve işler açılır,yüküm ve yoğunluğum artar.
*Trafik daha da artar.
*Sezon dizileri başlar.(Bugün The Newsroom CNBCE'de başlıyor.)
*Tüm Avrupa'da futbol sezonu tamamıyla açılır.Takımlar lige ısınır,futbol güzelleşir.
*Çiftli yıllarda Milli maç elemeleri başlar.
*Şampiyonlar Ligi illa ki başlar.
*Us Open başlamıştır ama asıl olayı bu ayda başlar.
*Nfl başlar.
*Bir kız arkadaşım olsun.Adı Eylül olsun.
Geçen güz güzel bir söz duydum."aşk kadına yakışır,erkeğe sevmek"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)