Bu Blogda Ara

10 Eylül 2011 Cumartesi

Placebo - Song to Say Goodbye

Klibi ayrı severim, şarkıyı ayrı...

Blonde Redhead - Misery is a Butterfly

Kışın İyi Gider - Alice in Chains- Nutshell

6 Eylül 2011 Salı

7 Eylül 1996

15 yıl olmuş...Dark Passenger ( Dexter) günlerimden kalma Tupac Amaru Shakur'u anmadan geçmeyelim. 15 yıl önce arabada vurulup 7 gün komada kaldıktan sonra kimilerine göre öldü kimilerine göre bir yerlerde bizi izliyor tıpkı Elvis gibi... Hiphop dünyasının en asi çocuğu, Puff Daddy'nin nefret ettiği isim ( herkes onun öldürttüğünü söyler), West Coast'un bir numarasıydı 2Pac...Black Panther üyesi annenin haylaz çocuğu defalarca hapse girdi, birkaç defa vuruldu, en çok onun albümü sattı -belki hala rekor ondadır-...neyse en sevdiğim şarkısını ekleyeyim...güzel videodur, 4. dk dan itibaren son geceye ilişkin görüntüler mevcut...

Oblomov

Tatilin ilk kısmı sona erdi, Eylül sonunda 2. Bölüm başlıyor. İlk bölümde iyi dinlendim diyebilirim, Teoman müziğe veda etmesine dayanamadım, içtim de içtim. Çok koydu bana gitmesi, durup durup o müziğe veda mektubunu okuyorum…şaka be şaka…

Yaz mevsimini çok sevmem. Sıcaklar öldürür beni, güneş bütün enerjimi (zaten ne kadar var ki) alır da alır. Bira hayat kurtarıyor bu mevsimde. İçip içip denize girmesi ise tadından yenmez. O kadar tembel -ya da rahat- (Oblomov’ u çatlatırım sinirden)  bir adamım ki, gülmeye, konuşmaya (işim gereği günde 10 saat konuşmak zorunda olmamı unutma ama), üzülmeye bile yoruluyorum artık. Ehliyet sınavına girdim, emniyet kemerini takmamaktan (-10 puan olur kendileri)  90 puanla tamamladım sınavı. Sınavı geçtim, 4 senedir Bostancı emniyetine gidip ehliyetimi almadım hala. Wınn’ ımı kaybettim, 6 ay sonra eski sevgilimin ısrarıyla başvurup iptal ettirdim, faturalarını da ödedim bi güzel…izmir’e yerleşeli 1 yıldan fazla oldu, İstanbul’daki evin telefonunu hala kapattırmadım… ama sigaram bitsin, içkim bitsin saat hiç farketmez bulurum o açık dükkanı… bu arada unutmadan söyleyeyim, biranın yanında salatalık turşusu ve jalapeno biberi süper olur, müsait olduğunda dene bence…

Bazen sorarlar, nedir içkiye düşkünlüğünün sebebi? Birşeyleri mi unutmaya çalışıyorsun Rumble? Birşeylerden mi kaçıyorsun? Asla…içkinin kendisini seviyoruz o kadar…azaltmaya çalıştım birkaç sefer, rehabilite merkezine de gittim, olmadı be…ilişki konusunda yaşanan ayrılıkların birkaçı dışında nerdeyse tamamında aynı problem (bana göre problem değil ama) yaşandı. Az iç lütfen, biraz bana ilgi göster…şunu net bir şekilde söyleyebilirim; evet keşkelerim oldu dedim ama bu kişilere karşı değildi, ilişki kavramında yapmamam gereken şeylerle ilgiliydi. Giden gitti, kimseye aman gitme demedik, dönmek isteyenlere de kapıyı kapattık sonuna kadar…o yüzden unutamadığım kimse hiç olmadı, gurur duyulacak bir şey değil ama öyle….içkinin de birilerini unutamamakla alakası yok…kimse yokken içki vardı (yaş 15 ti), bundan sonra da öyle olacak...Zaten bana güzel nescafe yapan da çıkmadı henüz… (Bkz. aşağıdaki Californication yazısı)

Denizdesin, inceden de alkollüsün, sırtüstü yatıyorsun…kulağında “o” uğultu var sadece, kendinlesin doyasıya…Gereksiz hiçbir şey yok zihninde, yüzünde bir tebessüm, sadece gökyüzüne bakıyorsun..dalga çarpıyor suratına, kendine geliyorsun..toparlanıp kulaç atmaya başlıyorsun..hayat devam ediyor…

Müziğimiz kuzeyden gelsin. Ayrı bir yazı konusudur kuzeylilerin müziği, Madrugada en sevdiklerimdendir.

Not: Grobelaar, biliyosun sözüm var tenisle ilgili yazmayacağım, peki Barbara Schett’ in güzelliğine ne diyeceğiz.


4 Eylül 2011 Pazar

US OPEN 2011



İkinci haftayı diğer bir deyişle 4.turu bekleyemeden döktürmeli.Doldum taştım zira.


Hıncal Uluç'a uyuz olanlar vardır bir de sevenler.Seven de sevmeyen de takip eder o ayrı.Ben orta okuldan beri severek takip edenlerdenim.Üniversiteden sonra biraz ben de koptum,fikir ayrılığına düştüğümüz çok oldu,şimdilerde yine aramız iyidir.Yıllardır spor televizyonculugu adına trt'ye ve yayıncı kuruluşlara giydirir hıncalım.Sonuna kadar arkasındayımdır.Hele ki Marsel İlhan'ın ikinci tur maçıyla ilgili gazetede en ufak bir haber,ntvmsnbc'de ufak bir detay bile yar almayınca dedim yuh artık.Ayıp hakikaten ayıp.Bunu devlet kanalı degil de özel spor kanalı ve türevi yapınca daha vahim bir hal alıyor.Bnm gibi devsirme sporcuyu icinize mi sindiremiyorsunuz da Özbek asıllı Türk tenis sporcusunun Dünyanın en önemli 4 büyük tenis turnavısından birinde yaptığı ikinci tur maçının bilgisini vermiyorsunuz a GERİZEKALILAR?


Tenis sevgimi daha da fazla yaşayabildiğim bir turnuva oluyor.Çünkü tatil bahanesiyle daha çok maç izliyorum,daha sıkı takip ediyorum.Tenis biraz şanssız spordur.Maç sonucunu okursun 3-0,ya da 6-3,6-2,6-4 geçersin.Halbuki her setin,oyunun bi hikayesi vardır.sonucuna bakıp kolay gectigini dusundugun mac belki 3 saatten fazla surmustur,ya da 6-4 gordugun sonuc 0-4'ten 6-4 olmustur.İlk 3 turun mac trafigini yakalamak zor o yuzden ben de 4.turdan baslarım ama ne buyuk yanlıs oldugunu yine gördüm.(tabi bu turnuvada saat farkı lehimize).


İkici turda eski kurt Ferrero,Monfils(7)'i 3-2 yendi mesela.yakın skorlarla 4 saat 48 dakikada.Young-Wawrinka macı da cok guzeldi.Robin Haase-Murray macında Murray 2-0dan 3-2 aldı.Haase son sette 4-0 yenikti,3 kere sağlık molası alıp sırt masajı yaptırdı ve 4-4 'e getirdi,sonunu getiremedi ama macın hikayesi guzeldi.David Ferrer James Blake'i 3-0 yendi ama iki forehandi kuvvetli tenisciyi izlemek buyuk zevkti. 1.turdaki Karlovic,Gonzales macı da iki iyi servisci mucadelesi bakımından cok guzeldi.


3.turda yine iyi maclar var(dı).


Djokovic-Davydenko(Nadal'a karsı bireysel ustunlugu olan tek tenisçi 6-4) : 3-0

Dolgopolov-Karlavic:3-1

Federer-Cilic:3-1(federer zayıflamış,fiziksel acıdan iyi,ama cilic kendi kendine kaybetti diyebiliriz

Tsonga-Verdasco:3-0(iki agresif,sert tenisci,seyir zevki yuksek maç)

Bugün 3.turda


Del Potro-Giles Simon,Lopez-Murray(supriz olabilir),ve tabiiki Nadal -Nalbandian(comeback olur mu?)


Cincinatti'den sonra Mark Fish'e de özel dikkat!!


Not: turnuvada toplamda mı yoksa sadece erkeklerde mi hatırlamıyorum ama 18 mac sakatlıktan dolayı yarıda kaldı.


Bayanlarda da seyir zevki cok mac oldu.Cok seribası elendi.


Azarenka(4) kura azizliği yaşayıp Serenaya elendi 3.turda.

Schiavone yine inatcılıgını konusturup mac puanı cevirip,macı final setine goturup 3 saatte kazandı.

Pavluychenkova,Jankovic'i sahadan sildi.Petkovic 4.tura cıktı "Petko" dansı yaparak selamlıyor seyirciyi,cok sempatik:)RAdwanska,Bartoli,Li na,MaSha erken veda edenler.


4.turda özellikle üst tabloda cok iyi maclar var.

Wozniacki-Kuznetsova,Williams-Ivanovic,Pavluchenkova-Schiavone

Alt tabloda sacmalamazsa Vera Zvanerova finale gelir.


Dün Çeşme'den Rumble Fish aradı.Us open bilgime başvurdu bazı konularda.Sonra soyle bir yorum yaptı."Schiavone'yi görünce tv yi kapatmak istiyorum" kibarca çirkinliğine gönderme yaptı.O anda ispanyol balık etli Arantxa Sanchez aklıma geldi.Steffi'min düşmanlarından.Hangisi daha çirkin diye düşündüm ve kadınlardan soğudum birkaç saatliğine.


Hey Rumble,önemli olan tenis,iyi oyun,Ruslar bas dondursede,güzellik yarışmasında değiliz.Özleştirimi yapar,yazıyı sonlandırırım.





EUROBASKET 2011- 2

Litvanya maçı bittikten sonra babadan torpilli Sine canli röportajlar yaptı ntvsporda.Dikkat ettiyseniz görüntüde 1 adet forklift ve 20'li paketlenmis depo rafında yerini almayı bekleyen yüzlerce su şaşalı bulunuyordu.Bu görüntüden organizasyonun bozukluğu yorumunu mu cıkarmalıyız yoksa yayıncı kurulusun yer yokmus gibi orayı mı tercih ettiğini düşünmeliyiz bilmiyorum,ama saçma ve komik görüntüydü.
Cenk Akyol'a Kaukenas'a baskı yapması söylenicegine forklifti kullanıp suları çekmesi görevi verilse daha başarılı olurdu sanki.

Ender'i Kerem Tunçeri'ye her zaman tercih ederim.Hem daha genç olması,daha yüksek şut yüzdesi olması,daha hızlı olması,Kerem'e bazen gıcık olmam falan filan.İyi de Ender senin bu fiziki olarak ezik görüntünün sebebi ne?Hiç mi fitness çalışmıyorsun?Hadi basketbolu izleme diyelim, rakipte tuttuğun oyuncuları da mı görmüyorsun?Hiç yoksa şınav çek pazuların şişsin de sana bakınca 28 yaşında olmana rağmen 18 yaşındaki tıfıl sanmayalım be kardeşim.

Hidayet hala maç sonunda "maç sonu oynamada hatalarımızdan ders alıp tekrarlamıycaz" diyor.Bu kaçıncı üst düzey maçın?Niye hala ders alıyorsun?Niye tutuksun?İnsiyatifi alsan alıcaz maçı.

Litvanya sonucu nolursa olsun Polonya yara sarma macı demistik.Kazasız belasız atlatalım. İspanya maçı daha zor olcak.Diğer grupta Fransa iyi gidiyor,Almanya'yı yendiler.
Bir de Makedonya süprizi var.Önce Hırvatistan sonra Yunanistan'ı yendiler.Helal olsun.Ama niye Amerikalı Bo Mccalebb oynuyor?Niye Bulgaristanda Alman Rowland oynar?Eski dost Dommercant'in Bosna'da ne işi var(finlandiyadan 30 yesinler diye mi)Gürcistan,Ukrayna,Karadağ hepsinde birer Amerikalı.Belki mücadele,başetme güçleri artıyor vizyonları gelişiyor ama benim içime sinmiyor.