Burak Şentürk - Buraks / ILLUSTRATOR: İkametgah Kadıköy - Bağımsız ve Birlikte
"İkametgâh Kadıköy Anadolu Yakası’ndaki üretimi ve paylaşımı çıkış noktası olarak alıyor. “Bağımsız ve Birlikte” söylemiyle bu yakada üreten sanatçılar ve sanat alanlarını kolektif bir etkinlikte birleştiriyor. İstanbul’un sanat alanındaki eksik parçasına köprü tutarak şehrin iki yakasını bir araya getiriyor.
Anadolu Yakası’nda yaşayan, üreten sanatçılar; kavramsal ve biçimsel bir çerçevenin içine girmeden resim, video, illüstrasyon, fotoğraf, yerleştirme gibi farklı disiplinlerdeki işlerini 5 ayrı mekânda sergileyecekler. Sergilerin yanı sıra
çeşitli gösterimler, konserler, söyleşiler ve panellerile de izleyicilerle buluşulacak. 25 Ocak - 19 Şubat tarihleri arasında ilk kez gerçekleştirilecek etkinlik, Asfalt, Hush Gallery, İstanbul Hatırası Fotoğraf Merkezi, KargART ve Piha Kolektif Sanat ve yan etkinlikler için Arka Oda ve Dunia alanlarında tüm sanatseverlerin paylaşımına açıktır.
“İkametgah Kadikoy / Based in Kadikoy"
Bu Blogda Ara
28 Ocak 2012 Cumartesi
Öztürk - Gitme
The Saints Grizu'yu paylaşınca ben de şöyle hafızamı yokladım. Sene 97, Öztürk, Güneş Sensiz Doğacak albümünü çıkarmıştı. Çok sağlam şarkılar vardı, ya da o dönem bana mı öyle geliyordu acaba? Kaç Gel isimli parçası baya meşhur olmuştu hatta. Yanılmıyorsam çok albüm yapmadı. (3 albümdür herhalde) Bir albümünde -klasik olarak, barda sahne alan Rockçılara özgü- bir arabesk cover ı yapınca soğudum Öztürk'ten. Ama olsun, severdim kendisini. 90'ların Rock tayfasından iyi abilerimizdendir. Eklediğim şarkı da son albümünden..(Güneş Sensiz Doğacak şarkısını da bi dinleyin derim :) Rock ile Arabesk çift yumurta ikizleri gibi be.
Eleni Karaindrou- By the Sea
Bana göre yaşayan en büyük yönetmendi. Sonsuzluk ve Bir Gün gibi güzelliğe imza atan Theo Angelopulos için gelsin o zaman...
27 Ocak 2012 Cuma
23 Ocak 2012 Pazartesi
Gerçek Arap Baharı - Marcel Khalife
1950 Lübnan doğumlu Marcel Khalife. Müzik ve barış adamı. 2005 Unesco Artists For Peace programında yer aldı. Zaman zaman kendi ülkesinde ve çevre ülkeler şarkılar yasaklandı. Uzun zamandan beri Fransa'da yaşıyor. Oğulları da müzikle yakından ilgileniyor. Bunları neden mi anlatıyorum ? Sonbahara dönen Arap Baharını şu parçayla ne güzel anlatıyor...
Farid Farjad - Golha
Bu da benim için gelsin aq...Şarap içme demedim mi sana Rumble içme şunu, hemen bad mode' a giriyorsun hemen....
Esma Redzepova- Szelem Szelem
Bu şarkı da çingeneler için gelsin o zaman...Gadjo Dilo'nun sonunda çalan şarkıdır... Efkar bastı her yanımı...
Lena Chamamyan - Sareri Hovin Mernem
Hrant hakkında birşey yazamadım ama en azından bir şarkıyla kendisini anayım. Huzur içinde yat Hrant Dink... Hepimiz Ermeniyiz demek Ermenilere hakaret olur, en azından ben de kendimi Ermeni hissediyorum, bu da sana yeter dostum...Şarkı 10 numara, 4 kadeh şaraptan sonra etkisini daha fazla hissettiriyor...
22 Ocak 2012 Pazar
Kahve vs. Sütlü Kahve
Son zamanlarda okuduğum etkileyici kitaplardan birisiydi "Beş Parasızdım ve Kadın Çok Güzeldi". Rutin bir iş seyahati dönüşü Antalya Havaalanındaki dienardan almıştım. Antalya - İstanbul arası 276 sayfalık kitabın ilk 105 sayfasını okumuştum. Kitapta en çok hoşuma giden bölümlerden biri de kahveyi sade içenler ile sütlü içenler arasındaki farktı:
"Sade kahve içenler artık evden kopmuş demektir. Daha doğru bir ifadeyle bir eve ihtiyaçları yoktur. Yaşadıkları herhangi bir yeri ev olarak kabullenip mutlu mesut yaşarlar. Ama sütlü kahve içenler hep bir ev ararlar. Evlerinden iki gün ayrı kalsalar hemen mutsuza dönüşürler. Yataklarını, ellerini sildikleri havluyu, her gece oturdukları koltukları, hatta ne biliyim çorap çekmecelerini bile özlerler."
Derviş Şentekin ki halen Radikal kitap ekinde yazmaya devam ediyor, ilk kitabında güzel bir kurguya imza atmış kitapta. Tavsiye edilir efendim...
P.S : tekrar tekrar hoşbulduk grobbelaar...
"Sade kahve içenler artık evden kopmuş demektir. Daha doğru bir ifadeyle bir eve ihtiyaçları yoktur. Yaşadıkları herhangi bir yeri ev olarak kabullenip mutlu mesut yaşarlar. Ama sütlü kahve içenler hep bir ev ararlar. Evlerinden iki gün ayrı kalsalar hemen mutsuza dönüşürler. Yataklarını, ellerini sildikleri havluyu, her gece oturdukları koltukları, hatta ne biliyim çorap çekmecelerini bile özlerler."
Derviş Şentekin ki halen Radikal kitap ekinde yazmaya devam ediyor, ilk kitabında güzel bir kurguya imza atmış kitapta. Tavsiye edilir efendim...
P.S : tekrar tekrar hoşbulduk grobbelaar...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)