Uçar bir gün”
Yakın tarihimizin en utanç verici günlerinden biriydi 2 Temmuz 93. Yaş 13, uğursuzluk var belli. Hava fena sıcaktı o gün İzmir’de, ama Sivas’ta çok daha sıcaktı. Amcamın bağırışları hala kulağımda..”Niye müdahale etmiyorlar? Neyi bekliyorlar hala? Öldürecekler oteldekileri….” Öldürdüler. Öldürmenin insanlık onurunu ayaklar altına alıcı en kötü şekli ile işkence ederek, yakarak, oteli ateşe vererek, bazıları dumanla zehirlendi bazıları ise…Aziz Nesin’ i yangın merdiveninde tekmeleyen kişiyi de hatırlıyorum net bir şekilde. Bu nasıl vicdandır, bu nasıl yaratılıştır? Ne yaptın ondan sonra be ? eve gidip “ulan bi o ölmemişti, ama en azından bi tekme de ben attım” mı dedin? Kapanmaz içimizdeki bu yara. Nazım Hikmet “Bugün Pazar” şiirinde şöyle söyler :
“bugün pazar.
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
toprak, güneş ve ben...
bahtiyarım...”
bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum.
sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
toprak, güneş ve ben...
bahtiyarım...”
Askerliği Aydın E Tipi Kapalı Cezaevinde yapmıştık Grobelaar ile. Az çok gökyüzünün içerdeki için ne kadar önemli olduğunu biliriz. Çok dardır avlular. Nazım Hikmet’in bu şiirini daha yakından hissederim en azından. 2 Temmuz 93’ te uçurtmamızı vurdular bu ülkede. Umarım tekrar uçururuz bir gün.
O olaydan 2 yıl sonra İzmir’e gelmişti Aziz Nesin. “Sizin memlekette eşşek yok mu?” isimli kitabıma imzasını çakmıştı. Suratına bakamadım. Kütüphanemin en değerli kitabıdır hala…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder