Bu Blogda Ara

13 Temmuz 2011 Çarşamba

El

Bir fotoğraftan yola çıkalım. Kumsalda yüzüstü uzanmış yatıyor. Masumane bir ifade, yüzü çok güzel. Eller üstüste denk gelmiş sana bakıyor. Gözlerim o ellerde.
Kadında ilk baktığım yer elleridir. İnce, uzun ve bakımlı  olmalı. Dolma gibi parmakları olan biriyle olma şansım da yok maalesef. Elitist miyim ben acaba J Değilim, anlatayım..
Marx der ki, insanın yaşadığı ilk yabancılaşma doğaya karşıdır. (yabancılaşma nedir diyorsan, boş boş bakarım suratına) Doğaya karşı verilen savaşta, insan elinin önemi büyüktür. Diğer canlılardan bizi ayıran önemli özelliklerden biridir. El ve beyin senkronizasyonu. Taş’ ı silah haline getirmeyi başarır vb. iki ayağı üzerinde durmaya başardığında ve ellerini kullanmaya başladığında homo sapiens oluruz anlayacağın. Diyeceksin ki bu mu hocam ellere duyduğun sevginin temeli. İlk başta bu. Ama yetmez tabi.
Gerek iş hayatındaki mülakatlarda, gerek özel hayatımdaki buluşmalarda karşı tarafın ellerini izlerim uzun uzun, belli etmemeye çalışarak..o eller nasıl hareket eder, vücudunun ahengine uyar mı, yoksa bağımsız bir uzuv mudur diye? Peki sence hangisi olmalı J
Onun elini ilk defa tuttuğunu düşün…dokunma eyleminin bütün maharetlerini aklına getir. Dolma parmaklarla hiçbir romantizm olmaz, net… Ellerim anneme çekmiş, ince ve uzun..basketbol topunu rahatlıkla kavrayabilirim tek elimle..Tamam karşımdakinin parmakları o kadar uzun olmasın, kabul..Ama biraz dikkat etsin lütfen. Kimyasallardan nefret etmeme rağmen, bi ton kremi var, bakımı var..
Dokunmak çok önemli bir eylem her açıdan. Hele sevdiğin insana dokunabilmek çook önemli bir ayrıcalık. Seni milyarlarca hemcinsinden ayıran ayrıcalıklardan. O nedenle sevdiğine dokunurken bu ayrıcalığı iliklerine kadar hisset. Ayrıldığında ona dokunamamanın verdiği acziyettir sana acı veren.
İlk cümledeki fotoğrafa gelince, o eller çok ama çok güzel…

Mar Adentro (İçimdeki Deniz)
“sana ulaşmak ve dokunmak için katedebileceğim iki adım, benim için imkansız bir yolculuk, bir fantezi, bir rüya...iste bu yuzden ölmek istiyorum”
Sevdiğin insana dokunamamak öldürür insanı….

Not: Oje konusu da önemlidir, french tercihimizdir. Rakının beyazını ellerde de severiz.
Yazarken dinlenen şarkı : Careless Whisper ..ahahhaha..güzel şarkıdır be...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder