Ne yoğun geçti be olimpiyatlar.Ramazanda oruçlu oruçlu iyi meşkale
oldu 15 gün boyunca özellikle haftasonları.
İleriye dönük
isteklerimin ve yapılması gerekenlerin arasına Olimpiyatları yerinde izlemeyi
de eklemem lazım.Eskiden futbolun,basketbolun,voleybolun,tenisin gözümüzü kör
ettiği zamanlarda nasıl da burun kıvırırdık olimpiyatlara.Biraz güreş biraz
halter çok az da boks yeterdi bize.Çünkü o dallarda yarışabiliyorduk
sadece.Oysaki çok güzel branşlar var.Sevmek alışmak için biraz izlemek,kendini
vermek yeterli.Hele sporcularınız da alternatif branşlarda mücadele etti mi
kapmak daha kolay.Tekvando,eskrim,badminton,masa tenisi,yüzme,atletizmin tüm
branşları.Halen artistik jimnastiğe,bisiklete alışabilmiş değilim ama bir
sonraki olimpiyatlara onları da tamamlarım.
Sene içerisinde
İstanbul'da düzenlenen Dünya Kapalı Salon Atletizm Şampiyonası'na gitmiştim.Bir
sürü saydırmıştım olimpiyat düzenleme çabalarına, sporcu yetiştirme
fakirliğimize,ona buna.Bazı şeyler aynen ve bazıları da farklı olarak dank etti
kafama bu 15 günlük süreçte.
Bir kere benim bu
olimpiyatlara çok fazla ilgi göstermemin bahar ayındaki organizasyonla direkt
olarak ilgisi olduğunu düşünüyorum.Sırıkla atlama,yüksek atlama,uzun atlama,60m
koşusunda atletlerin duramayıp mindere toslaması gibi enstanteneleri,canlı
izlemek toplumu uyandırmak için bir kere önemli.Şampiyonada çevre okullardan
çok öğrenci gelmişti.Onlar da en azından orda gördükleri bir kaç branşı
olimpiyatlarda izlediyse emin olun bundan sonra da izlemeye devam
edecektir.İşte bu yüzden o salonda veya yanındaki yüzme salonunda
bişeyler yapmaya devam etmeli ki çocukları uyandıralım,ilgilerini yönlendirelim.
Çok fazla spor
programi dinlendim olimpiyatla ilgili.Bir sürü eski sporcu konuştu,yaşadıkları
sıkıntıları paylaştı,abuk düşünce yapısını 1.ağızdan dinledik.Ne güzeldir ki
şimdi ebeveyn olan o kişiler kendi çocuklarını doğru yönlendirme şansına sahipler.Eğitim
sistemi,şu bu diye ağlayan da çok. Tamam herkes haklı da bazı şeyleri görmeden
adım atılmıyor.O yüzden bu olimpiyatlardaki başarısızlıklar inanın hayırlı
olacak bizim için.116 sporcuda-24 tanesi takım sporu-92 sporcuda-5 madalya cok
kotu hatta dip.Dibe vurduk şimdi parayı doğru harcayarak ilerleme zamanı.
Para var,tesisleşme ilerliyor,eğitim sitemiyle spor yetiştirmeyi
entegre ettik mi işin büyük kısmı hallolacaktır.Eğer olimpiyatları
düzenleyebilirsek bu daha da çabuk olacaktır.
Çin’i örnek alalım.Zaten müthiş bir nüfus avantajı var.Çalışkan olma
avantajı da kabul.
96 Atlanta’da 16 altın-50 toplam madalya kazanmışlar.Derecesi 4.lük
2000 Sydney’de 28 altın-58 toplam madalya.Derecesi 3.lük
2004 Atina’da 32 altın-63
toplam madalya.Derecesi 2.lik
2008 evsahipliğinde 51 altın -100 toplam madalya.Derecesi 1.lik.
Çin’in yaptığı yatırım her anlamda hedefine ulaştı.Evsahibi olma
hakkını kazandıktan sonra madalya sayısını 2’ye katlayıp ABD’yi geçerek belki
de tarihteki tek 1.farklı ülke olma şerefine erişti.
2012 Londra’yı düzenleyen Büyük Britanya’yı örnek alalım.
96 Atlanta’da 1 altın-15 toplam madalya kazanmışlar.Derecesi 36.lık
2000 Sydney’de 11 altın-28 toplam madalya.Derecesi 10.luk
2004 Atina’da 9 altın-31 toplam madalya.Derecesi 10.luk
2008 Pekin’de 19 altın -47 toplam madalya.Derecesi 4.lük(2012’yi
düzenleyecekleri 2005’te belli olmuştu-sıçrama görünüyor)
2012 evsahipliğinde 29
altın-65 toplam madalya.Derecesi 3.lük.
Yani olimpiyatları düzenleme hakkı kazandıktan sonra altın
madalyada 3 katına toplam madalyada 2 katına çıkan bir performans sözkonusu.
Burda önemli olan bu ülkelerin bu performanslarından sonra
başarılarının devam edip etmeyeceği.Ki ülkelerin ekonomik,sosyal durumlarına
bakınca devam etmeleri muhtemel,çin devam da etti,edecek,altyapı kuruldu bir
kere.
Yunanistan’a bakarsak evsahipliğinden önceki son 2 olimpiyatta 4
altını varken 2004 evsahipliğinde 6 altına ulaşmış.Toplamda da 8,13,16.Sürekli
artış sözkonusu.
Avustralya’da da aynı başarı sözkonusu.
Türkiye’nin istatistiklere de bakalım:
Sene-Altın-Gümüş-Bronz-Toplam-Derece
1996-4-1-1=6 ( 19.luk)
2000-3-0-2=5 (26.lık)
2004-3-3-4=10 (22.lik)
2008-1-4-3=8 (36.lık)
2012-2-2-1=5 (32.lik)
Katılımcı/Madalya oranında çok kötüyüz ama eskiden sanki
harikaları başarıyormuşuz da bugün çok kötüyüz edebiyatı yapılmasın.2016 rio’da
7-8 altına ve toplamda 20’leri geçeceğimizden hiç şüphem yok.Bu bahsettiğim
sayılarla da derecemiz ilk 10 ile 15 arasına girer bu turnuvada.2020’de onun da
üstüne koyacağız çünkü artık uyandık.
Hepimizin taptığı futbol,milyar dolarlık değere ulaşan
oyuncular,yayın gelirleri,merchandisingler,statlar.En kaliteli 6.lig palavralarının
dikkatine.
Fifa Dünya Sıralamasında Haziran ayında Türkiye 33.sayın seyirciler.
O yüzden olimpiyatlarda başarısız değiliz.Futbola yatırımın %10’u
20 siyle çok büyük başarılar kazanırız.Sadece devlete yüklenmeyin.Medya ve ülke
insanı da üzerine düşeni yapmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder