Bülent Somay Bir Şeyler Eksik kitabında aşk, cinselik ve hayat hakkında bilmek istemediğimiz şeyleri anlatıyordu. Tavsiye ederim son derece yararlı bir kitap. Farklı bakış açıları kazanmak adına boşa zaman harcamazsınız. Kendisini zaten Zizek severler yakından tanırlar. “ Cinsel İlişki Diye Bir Şey Yoktur” bölümünden küçük bir bölüm ile başlayalım sözlerimize.
“ Sinikler her filmi daha önce görmüşler, her aşkı daha önce yaşamışlardır; o yüzden aklı başında hiçbir yönetmen, sinikler için bir film yapmaya kalkmaz, kendine saygısı olan hiçbir romancı onlar için roman yazmaz. Belki sinizmin o parlak, pürüzsüz yüzeyine kanıp siniklere aşık olacak, en azından hayran kalıp da bunu aşk sanacak birkaç kişi çıkabilir. Ama neyse ki o aşk da ancak yüzeyi kazıyana kadar sürer. Bir siniğin yüzeyini kazırsanız altından ne çıkar? Angel dizisinden Cordelia’nın diyeceği gibi, ‘ daha fazla yüzey’ …”
Sinikleri vaktiniz varsa biraz araştırın derim. Diyojen’ e kadar gider diye bilirim. Hani Büyük İskender’ e “ Gölge etme hacı, başka ihsan istemem diyen Diyojen.
Ordan Sysphos’ a uzanalım. Sysphos mitolojiden bir şahsiyet. Tanrıların bir kayayı bir dağın tepesine kadar yuvarlayıp çıkarmaya mahkum ettiği, fakat tam tepeye ulaştığında tekrar aşağıya yuvarlanan kayayı sonsuzluğa kadar taşıyacak olan şahsiyet. Enteresan bir hikayesi var onun da. Homeros’ a göre ölümlülerin en bilgesiymiş, aynı zamanda en uyanığı. Camus’ un Sisifos Söyleni kitabını da okuyun bir zahmet. Kitabın arka sayfasından şu alıntıyı da yapalım: “ Sisifos, cezasını bilinçli olarak kabullenmiş, tekrar yuvarlanacağını bildiği halde taşı bütün gücüyle yukarı taşır. Camus saçma kavramını işte bu noktada tanımlar: boşuna olduğunu bildiği halde direnen insan. “
Sysphos muyuz Sinik mi? Amacımızı hala belirleyemedik. İşin sonu nereye varacak. Saint’ in keyfi yerinde, başı bağlı. Şentürk ona keza, o da kayayı dağın tepesine çıkarmayı başarmış. Grobellaar desen ne kaya umrunda ne dağ, ver Şampiyonlar Ligi, ver Final Four. En Siniğimiz o. Ben hala o kayanın peşinde. Çıkmıyor napayım? Tekrar tekrar çıkarmaya çalışmaktan yoruldum mu? hayır be… Benimde misyonum bu işte. Hep bir umut taşıyarak umutsuzluğa bir adım daha yaklaşmak…
hassiktir dedirtcek kadar basarılı.....
YanıtlaSil