Uzun zamandır berbere iş yoğunluğu sebebiyle gidememiştim. İlk fırsatta tıraş olurken aklıma berberimi hiç aldatmadığım aklıma geldi...Aldatmak dediysem saçlarıma başka bir berberin makası, boynuma başka bir berberin tıraş örtüsü hatta mideme başka bir berberin çayı girmeyeli 6 sene olmuştu...Daha önceleri grobbelaar da bahsetmişti berber sadakatinden sanırım. Antalya'da yaşarken de 7 sene aynı berbere tıraş olmuştum. Şimdi bu takıntıdan dolayı saçlarım ne kadar uzarsa uzasın başka berbere tıraş olamıyorum. Berberimden taşınma dolayısıyla 12 km de uzakta olduğumdan bahsetmeyim bu arada...
Neyse kasap reyonuna geri dönersek görevliden tavada pişirilebilecek bir et istediğimde antrkot önerdi, zaten o kadar da anlamam kırmızı etten...
Efendim blog yazarların yavaş yavaş blogu terk etmelerini ellerimi ovuşturarak izliyorum...Rumblefish ilişki durumu pozitif, grobbelaar ilişki durumu pozitif, burak abi zaten evlendi...blog bana kaldı kısaca. Ben de blogun atonalliğini sonuna kadar kullanıp yemek tarifleri vermeye başladım...
Eve gelince ilk işim julyen kestirdiğim etleri kırmızı toz biber, karabiber, kimyon, kekik ve zeytinyağ ile terbiye etmek oldu. Sonra biberleri -kırmızı-yeşil-köy-sivri-çarli- tavada güzelce soteledim. Ardından etleri güzelce tavaya yatırıp karıştırarak pişirmeye başladım. Pişmeye yakın çok az nar ekşisi gezdirdim etlerin üstünde...Bingo...Nar ekşisi harika bir seçim olmuştu etler için...Eşim gelmesine yakın lavaş almadığımı fark ettim ve buzdolabında duran sade makarnaya gözüm takıldı...Öyle ya ekmek bulamıyorsak makarna yemeliydik...Sonuç istediğim gibi oldu...
P.S : Perşembe günü Trabzon'dan dönerken uçakta rumblefish ile Ümit Besen'in Yanına Geleceğim şarkısını dinliyorduk, dedim ben bu şarkıyı paylaşırım blogda...Öyle de yaptım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder